İçinde çal olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÇAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çal olan kelimeler listesine ya da Sonu çal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAL
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALIMCI
-
-
[isim]
Çalım yapan kimse
-
[isim]
Çalım yapan kimse
- ÇALIŞMA
-
-
[isim]
Çalışmak işi, emek, say
- "Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması
- "Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır."
-
Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi
- "Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır."
-
Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün
-
[isim]
Çalışmak işi, emek, say
- ÇALIŞIM
-
-
[isim]
İdman
-
[isim]
İdman
- NALÇALI
-
-
[sıfat]
Nalçası olan
- "Neferlerin nalçalı kunduraları onları çiğneyip geçiyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Nalçası olan
- ÇALINIŞ
-
-
[isim]
Çalınma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalınma işi veya biçimi
- ÇALMACI
-
-
[isim]
Maden üzerine çalma işi yapan usta
-
[isim]
Maden üzerine çalma işi yapan usta
- KALÇALI
-
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
- ÇALACAK
-
-
[isim]
Yoğurt mayası
-
[isim]
Yoğurt mayası
- ÇALKAMA
-
-
[isim]
Çalkamak işi
-
[sıfat]
Çalkalanarak yapılan
- "Çalkama ayran."
-
[isim]
Çalkamak işi
- ÇALARMA
-
-
[isim]
Çalarmak işi
-
[isim]
Çalarmak işi
- ÇALIMLI
-
-
[sıfat]
Gösterişli, kurumlu
-
[isim]
Başı yüksek, yapısı dar gemi
-
[sıfat]
Gösterişli, kurumlu
- ÇALINTI
-
-
Çalınmış olan
- "Çalıntı otomobil."
-
Çalınmış olan
- ÇALYAKA
-
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- "Bizi çalyaka karakola götürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Şimdi karakoldan görürlerse kudurmuşsun diyerek çalyaka ederler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- FIRÇALI
-
-
[sıfat]
Fırçası olan
-
[sıfat]
Fırçası olan
- ÇALKAĞI
-
-
[isim]
Çalkar
-
[isim]
Çalkar
- ALÇALMA
-
-
[isim]
Alçalmak işi, inme
-
Düşkünlük, zül
-
Toprağın çöküp oturması
-
Gelgitte denizin alçalması, cezir
-
[isim]
Alçalmak işi, inme
- ÇAÇALIK
-
-
[isim]
Çaçanın işi
-
[isim]
Çaçanın işi
- ÇALGICI
-
-
[isim]
Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse
- "Gelin oyuna kalktığı zaman, çalgıcılara bin lira verdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse
- ÇALÇENE
-
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- "İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- PAÇALIK
-
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü
-
Otomobilde tekerleğin taş, çamur atmasını önleyen ve tekerlek arkalarına takılan lastik veya plastikten yapılmış araç
-
[sıfat]
Paça çorbası yapmak için ayrılmış
- "Paçalık ayak."
-
Gelinin paça günü giydiği giysi
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü