İçinde çal olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÇAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çal olan kelimeler listesine ya da Sonu çal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAL
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇALGILI
-
-
[sıfat]
İçinde çalgı çalınan
- "Adamı bir çalgılı meyhaneye götürüyor, rakı içiriyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çalgı çalınarak yapılan
- "Çalgılı düğün."
-
[sıfat]
İçinde çalgı çalınan
- ÇALILIK
-
-
[isim]
Çalısı çok olan yer
- "Bağ tarafında, çalılıkların arkasına gizlenmiştim." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Çalısı çok olan yer
- PARÇALI
-
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- "Parçalı etekler moda."
-
Mobilyacılıkta, parçalara ayrılarak yeniden başka biçimlerde oluşturulabilen, modüler
-
[sıfat]
Birden çok parçadan oluşmuş
- ÇALACAK
-
-
[isim]
Yoğurt mayası
-
[isim]
Yoğurt mayası
- ALÇALMA
-
-
[isim]
Alçalmak işi, inme
-
Düşkünlük, zül
-
Toprağın çöküp oturması
-
Gelgitte denizin alçalması, cezir
-
[isim]
Alçalmak işi, inme
- ÇALPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- "Bet beniz solmuş, gözler büyümüş, kansız dudaklar aralık, alt üst dişler çalpara gibi birbirine vuruyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Açıklarda, kumluk alanlarda yaşayan ve ağları keserek balıkçılara zarar veren bir çeşit çağanoz (Portunus puber)
-
Gemi bordasında, pis suları dışarı akıtıp deniz suyunu, içeri almayan, tulumba içindeki özel kapak
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- ÇALKAMA
-
-
[isim]
Çalkamak işi
-
[sıfat]
Çalkalanarak yapılan
- "Çalkama ayran."
-
[isim]
Çalkamak işi
- ÇALIŞAN
- ...
- KALÇALI
-
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
- ÇALIŞMA
-
-
[isim]
Çalışmak işi, emek, say
- "Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması
- "Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır."
-
Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi
- "Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır."
-
Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün
-
[isim]
Çalışmak işi, emek, say
- SALÇALI
-
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
- ÇALYAKA
-
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- "Bizi çalyaka karakola götürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Şimdi karakoldan görürlerse kudurmuşsun diyerek çalyaka ederler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- ÇALARMA
-
-
[isim]
Çalarmak işi
-
[isim]
Çalarmak işi
- NALÇALI
-
-
[sıfat]
Nalçası olan
- "Neferlerin nalçalı kunduraları onları çiğneyip geçiyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Nalçası olan
- ÇALISIZ
-
-
[sıfat]
Çalısı olmayan
- "Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Çalısı olmayan
- ÇALINTI
-
-
Çalınmış olan
- "Çalıntı otomobil."
-
Çalınmış olan
- PAÇALIK
-
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü
-
Otomobilde tekerleğin taş, çamur atmasını önleyen ve tekerlek arkalarına takılan lastik veya plastikten yapılmış araç
-
[sıfat]
Paça çorbası yapmak için ayrılmış
- "Paçalık ayak."
-
Gelinin paça günü giydiği giysi
-
[isim]
Pantolon, şalvar veya uzun külot paçasının ayak bileğini saran bölümü
- ÇALÇENE
-
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- "İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- ÇALIMLI
-
-
[sıfat]
Gösterişli, kurumlu
-
[isim]
Başı yüksek, yapısı dar gemi
-
[sıfat]
Gösterişli, kurumlu
- ALÇALIŞ
-
-
[isim]
Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet
-
[isim]
Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet