İçinde çal olan 10 harfli 46 kelime var. İçerisinde ÇAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çal olan kelimeler listesine ya da Sonu çal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAL
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARÇALAMAK
-
-
[-i]
Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek
- "Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Birliği bozmak amacıyla bölmek
-
[-i]
Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek
- ÇALIMLANIŞ
-
-
[isim]
Çalımlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalımlanma işi veya biçimi
- PARÇALAYIŞ
-
-
[isim]
Parçalama işi veya biçimi
-
[isim]
Parçalama işi veya biçimi
- ÇALMACILIK
- ...
- ÇALKANTILI
-
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- "Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi." (Haldun Taner)
-
Düzensiz, karmakarışık
- "Oldukça çalkantılı günler geçirdi, isteklerinin çoğunu gerçekleştirecek zaman bulamadı." (Tomris Uyar)
-
[sıfat]
Çalkantısı olan
- ÇALKALAMAK
-
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- "Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" (Atilla İlhan)
-
[nsz]
İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- "Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
- "Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak."
-
Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
-
[nsz]
Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- "Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kuluçka yumurtalarını çevirmek
-
Sağlığının bozulmasına yol açmak
-
[-i]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- ÇALIŞTIRAN
-
-
[isim]
İşveren
-
[isim]
İşveren
- BOHÇALATMA
-
-
[isim]
Bohçalatmak işi
-
[isim]
Bohçalatmak işi
- PARÇALANIŞ
-
-
[isim]
Parçalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Parçalanma işi veya biçimi
- ÇALIMLANMA
-
-
[isim]
Çalımlanmak işi veya durumu
-
[isim]
Çalımlanmak işi veya durumu
- FIRÇALAMAK
-
-
[-i]
Temizlemek veya parlatmak için fırça ile sürtmek
-
Sık ve bataklık ormandan geçmek
-
Bir kimseyi çok azarlamak, fırça çekmek
-
[-i]
Temizlemek veya parlatmak için fırça ile sürtmek
- BOHÇALAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bohça içine koyup sarmak
-
Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak
-
[-i]
Bir şeyi bohça içine koyup sarmak
- FIRÇALAYIŞ
-
-
[isim]
Fırçalama işi veya biçimi
-
[isim]
Fırçalama işi veya biçimi
- ÇALGICILIK
-
-
[isim]
Çalgıcının işi
-
[isim]
Çalgıcının işi
- ÇALIVERMEK
-
-
[-i]
Çabucak çalmak
-
[-i]
Çabucak çalmak
- SALÇALAMAK
-
-
[-i]
Yemeklere salça katmak
-
[-i]
Yemeklere salça katmak
- ÇALKALATIŞ
-
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çalkalatma işi veya biçimi
- SAÇALANMAK
-
-
[nsz]
Saçılmak, dökülmek
-
[nsz]
Saçılmak, dökülmek
- BOHÇALANMA
-
-
[isim]
Bohçalanmak işi
-
[isim]
Bohçalanmak işi
- YÜRÜRÇALAR
-
-
[isim]
Pille çalışan kulaklık aracılığıyla müzik dinlemeye yarayan, insanın üzerinde taşıyabileceği teyp
-
[isim]
Pille çalışan kulaklık aracılığıyla müzik dinlemeye yarayan, insanın üzerinde taşıyabileceği teyp