İçinde ça olan 6 harfli 105 kelime var. İçerisinde ÇA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ça olan kelimeler listesine ya da Sonu ça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AÇ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAMELİ
 - ...
 - BALÇAK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kabza
                    
                    
 - 
                    
                        Kabzanın demir siperi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kabza
                    
                    
 - ÇALGIN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
                    
                    
 - 
                    
                        Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık
                    
                    
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Kötürüm, inmeli, sakat
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
                    
                    
 - ÇALILI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çalısı olan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çalısı olan
                    
                    
 - IRAKÇA
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Biraz uzak, uzak gibi
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Biraz uzak, uzak gibi
                    
                    
 - ÇAPALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çapalanmış (yer)
                    
                    
 - 
                    
                        Çapası olan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çapalanmış (yer)
                    
                    
 - ÇATILI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çatısı olan (yapı)
                    
                    
- "Burası uzaktan beyaz çatılı, tenha bir köye benziyordu." (Ömer Seyfettin)
 
 - 
                    
                        Çatılmış olan
                    
                    
 - 
                    
                        Başına çatkı bağlanmış olan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çatısı olan (yapı)
                    
                    
 - DOSTÇA
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Dosta yakışır, dost gibi
                    
                    
- "Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü." (Atilla İlhan)
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Dosta yakışır biçimde, dostane
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Dosta yakışır, dost gibi
                    
                    
 - BİÇARE
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Çaresiz, zavallı kimse
                    
                    
- "Keşke bu biçarelere bir tren parası verseydik." (Reşat Nuri Güntekin)
 - "Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum." (Sermet Muhtar Alus)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çaresiz, zavallı kimse
                    
                    
 - PAÇALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Herhangi bir biçimde paçası olan
                    
                    
- "Boyanmış dar dizlik ahlak sayılıyor da sımsıkı bağlanmış paçalı don müstehcenleşiyor." (Falih Rıfkı Atay)
 
 - 
                    
                        Tüyleri ayaklarına kadar uzanan (kuş veya kümes hayvanı)
                    
                    
- "Paçalı güvercin, paçalı tavuk."
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Herhangi bir biçimde paçası olan
                    
                    
 - ULAHÇA
 - ...
 - UZAKÇA
 - ...
 - ÇAMUKA
 - 
    
Kelime Kökeni : Rumca
- 
                        [isim]
                    
                        Gümüş balığına benzer bir balık (Atherina hepsetus)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Gümüş balığına benzer bir balık (Atherina hepsetus)
                    
                    
 - ÇAPARİ
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Beden, köstek ve iğne bölümlerinden meydana gelen, her bir iğneye hindi, horoz, kaz, martı, tavuk, ördek vb. kuşların kanat, kuyruk tüyleri takılan çok iğneli bir tür olta takımı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Beden, köstek ve iğne bölümlerinden meydana gelen, her bir iğneye hindi, horoz, kaz, martı, tavuk, ördek vb. kuşların kanat, kuyruk tüyleri takılan çok iğneli bir tür olta takımı
                    
                    
 - ÇARKIT
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Eski, bozuk, sakat
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Eski, bozuk, sakat
                    
                    
 - BARÇAK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kılıç kabzasının siperi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kılıç kabzasının siperi
                    
                    
 - ÇARKÇI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kesici aletleri çarkla bileyen kimse, bileyici
                    
                    
 - 
                    
                        Vapurlarda makine bölümünü yöneten kimse
                    
                    
- "Karısı bir deniz çarkçı subayının kızıdır." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kesici aletleri çarkla bileyen kimse, bileyici
                    
                    
 - POĞAÇA
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        İçine peynir, kıyma vb. konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek
                    
                    
- "İstersen öğleyin sana taze poğaça alır gelirim." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        İçine peynir, kıyma vb. konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek
                    
                    
 - ARAPÇA
 - ...
 - ÇAPSIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çapı geniş olmayan
                    
                    
 - 
                    
                        Yetersiz, dar görüşlü
                    
                    
- "Yahya Kemal'in, döneminin ünlü ve çapsız şairlerinden birine söyledikleri gerçekten unutulmaz." (Tomris Uyar)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çapı geniş olmayan