İçinde ça olan 5 harfli 97 kelime var. İçerisinde ÇA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ça olan kelimeler listesine ya da Sonu ça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇATIK

  1. [sıfat] Çatılmış olan
    • "O çatık kara kaşlı, al yanaklı hanımın kucağına oturmak lazım gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÇAMAŞ
...
KOÇAN

  1. [isim] Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
  2. Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi
  3. Mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm
  4. Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlı kalan parçası
    • "Makbuz koçanı."
  5. Belge, izin belgesi
    • "Kafa koçanı."
  6. Tapu senedi
    • "Cebinde de otuz dönümlük bir tütün koçanı vardı." (Necati Cumalı)

ÇAKRA

  1. [isim] Vücuttaki enerji üreten noktalardan her biri

ÇALIK

  1. [sıfat] Çarpık
    • "Ağzı burnu çalık."
  2. Verev kesilmiş
    • "Kumaşın bir yanı çalık."
  3. Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan
    • "Aklı çalık. Rengi çalık."
  4. Adı defterden silinmiş
  5. Yüzünde çıban veya yara yeri olan
  6. [isim] Çıban yeri
  7. [isim] Koyunlarda çiçek hastalığı
  8. [isim] Çalgın
  9. Yan yan giden
    • "Çalık at."

ÇAVUN

  1. [isim] Hayvan derisinden veya çavdan yapılmış kırbaç

SIRÇA

  1. [isim] Cam
    • "Mermere düşen sırça gibi tuz buz oldu." (Aka Gündüz)
  2. [sıfat] Camdan yapılmış
    • "Kadınlar kollarında birçok sırça bilezikler taşırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÇALIŞ

  1. [isim] Çalma işi veya biçimi
    • "Her muganninin okuyuşu, her çalanın çalışı yine şahsidir ve ayrıdır." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÇAYCI

  1. [isim] Çay demleyip satan kimse
    • "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Çay yetiştiricisi
  3. Çay içmeye düşkün, çay tiryakisi
  4. Çay demlenip satılan yer

ÇARHA
...
ÇAPAR

  1. [isim] Postacı, ulak
  2. [sıfat] Benekli, alacalı (hayvan ve bitki)
  3. [sıfat] Akşın
  4. Çiçek bozuğu yüz

ÇARŞI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri
    • "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)

KOPÇA

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Bir giysinin iki yanını bitiştirmeye yarayan ve metal bir halka ile bir çengelden oluşan araç, agraf
    • "Sedef bir kopça, kirli ve incecik boynunu sıkmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

SIKÇA

  1. [zarf] Oldukça sık

ÇAĞRI

  1. [isim] Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
    • "Bu gizli çağrı neden icap ediyordu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çağrı cihazı

ÇAKIM

  1. [isim] Kıvılcım
  2. Şimşek

ÇALKI

  1. [isim] Çalgıç
  2. Tırpan

ÇANCI

  1. [isim] Çan yapan veya satan kimse
  2. Çan çalmakla görevli kimse

ÇALMA

  1. Hırsızlık, sirkat
    • "Rüyamıza kadar giren bu bahçeden elma çalmaya gidiyorduk." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Başa sarılan sarık
  3. [sıfat] Çalınmış
    • "Çalma mal."
  4. [sıfat] Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş
    • "Çalma çiçekli bir gümüş vazo."
  5. Kibrit
  6. [isim] Çalmak işi
    • "Kimsenin bilmediği bir havayı çalmaya başladılar." (Halit Fahri Ozansoy)

PARÇA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey
    • "Yolun bu parçası bozuk."
  2. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime
    • "Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır." (Haldun Taner)
  3. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri
    • "On parçadan yapılmış bir oda takımı."
  4. Tane
    • "Üç parça elbiselik kumaş."
  5. Edebiyat eserinin bir bölümü
    • "Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. Müzik eseri
  7. Benzeri, bir örneği
    • "Ay parçası, elmas parçası."
  8. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz
    • "Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun." (Kemalettin Kamu)
  9. Güzel, alımlı kız veya kadın

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü