İçinde ç olan 4 harfli 148 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AYÇA

  1. [isim] Hilal
  2. Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem

KEÇİ

  1. [isim] Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli dişi hayvan (Capra hircus)
  2. [sıfat] İnatçı

AVUÇ

  1. [isim] Elin iç tarafı, apaz, hapaz
    • "Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse, avuçlarını açarlar." (Haldun Taner)
    • "Sen avucunu yalarsın! Beni daha fazla rahatsız etme, tamam mı?" (Erhan Bener)
    • "Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim." (Haldun Taner)
  2. Elin yarı yumulmuş durumu
    • "Buğdayı avucu ile aldı."

GENÇ

  1. [sıfat] Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
    • "Genç kızı bir gece pencerede görmüştü." (Haldun Taner)
  2. Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan)
    • "Genç ağaç. Genç at."
  3. Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
  4. Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy
  5. Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
    • "Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu." (Burhan Felek)

UÇAR

  1. [sıfat] Uçan, uçucu

AÇMA

  1. [isim] Açmak işi
  2. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi
  3. Bir çeşit susamsız, kalınca, yağlı çörek

ÇİFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler)
    • "Harmanı biz dövelim, öküzleri biz çifte koşalım, tarlayı biz sürelim, siz yukarıda aşık atın." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [isim] Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş
    • "Kocası İtalyan, karısı Sırbistanlı olan bu çift ile araları pek iyi idi, ailece de görüşüyorlardı." (Refik Halit Karay)
  3. [isim] Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan
  4. [isim] Küçük maşa veya cımbız
    • "Kuyumcu çifti. Saatçi çifti."

PUNÇ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çay, şeker, tarçın, limon karışımına rom veya kanyak gibi damıtılmış alkollü bir içki katılarak yapılan ve bu içkinin buharlaşan alkolü yakıldıktan sonra içilen içki

ÖKÇE

  1. [isim] Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek bölümü, topuk
    • "Ökçesi yenmiş ayakkabıların üstünde çamurlu paçaları lime lime sarkıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Topuğun arka bölümü
  3. Saban demirinin geçtiği ağaç parçası

ÇAPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı
    • "İleride iki büklüm eğilmiş, elindeki çapayla tarhlarda çalışan bahçıvan, otomobilin gelişini görünce ağır ağır doğruldu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çapalama işi

ÇIMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Halat ucu

BORÇ

  1. [isim] Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
    • "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." (Peyami Safa)
    • "On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm." (Halide Edip Adıvar)
    • "Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar." (Peyami Safa)
    • "Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
    • "Vatan borcu biter bitmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)

LEÇE

  1. [isim] Taşlı tarla

İÇKİ

  1. [isim] İçinde alkol bulunan içecek
    • "Masamızda ne içki ne yemiş ne meze eksildi." (Burhan Felek)
    • "Bir buçuk yıl var ki içkiyi bırakmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu içeceği içme işi
    • "Arkadaş yoluna kumara, içkiye alıştım." (Tarık Buğra)

SEÇİ

  1. [isim] Seçme işi

AÇIŞ

  1. [isim] Açma işi veya biçimi

GÖNÇ

  1. [sıfat] Zengin, varlıklı

ÜÇÜZ

  1. [sıfat] Üçü bir arada doğan (çocuk)
  2. Üçlü, üç yanlı, üç kollu, üç parçalı

UÇUK

  1. [sıfat] Uçmuş, soluk
    • "Parasızın yürüyüşü sürtük, gözleri süzük, rengi uçuk, sesi bozuktur." (Refik Halit Karay)
  2. Açık (renk)
    • "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık..." (Peyami Safa)
  3. Hafif, belirsiz
    • "Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız." (Atilla İlhan)
  4. Deli dolu

UTÇU

  1. [isim] Ut yapan veya satan kimse
  2. Ut çalan kimse, udi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü