İçinde ç olan 3 harfli 57 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAÇ

  1. [sıfat] Herhangi bir şeyin niceliğini sormak için kullanılan soru sıfatı
    • "Yakup Kadri'nin romanlarının kaç dile çevrildiğini bilen bile yoktur." (Çetin Altan)
    • "Hacı Kalfa kaç baharın yoğurdunu yemiştir, bilirsin sen?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Birçok
    • "Kaç gündür ben de bunu söyleyecektim, söyleyemiyorum." (Orhan Kemal)

ZAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kükürtle demir bileşimlerinden biri

PİÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina
  2. Babası belli olmayan çocuk
    • "Can sıkıntısı, pişmanlık ve öfkenin, bu Vaniköy akşamını nasıl piç edeceğini şimdiden kestirebiliyordum." (Atilla İlhan)
  3. Her şeyin küçüğü, büyüğü ile aynı nitelikte olmayan
    • "Nasıl olsa bugünü de harcadık, piç ettik." (Atilla İlhan)
  4. Terbiyesiz, arsız çocuk
    • "Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
  5. Kalleş, kurnaz, kötü niyetli kimse
  6. Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler

ÇAY

  1. [isim] Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis)
  2. Bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı
  3. Bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek
    • "O esnada bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir tür içecek
  5. Konukların içecek ve börek, pasta vb. yiyeceklerle ağırlandığı toplantı
    • "Sana bir şey söyleyeyim mi, artık çay davetlerinden bıktım." (Peyami Safa)
  6. Müzikli toplantı
    • "Gittiği zengin arkadaşlarının çayından allak bullak gelir." (Haldun Taner)

ÇIN

  1. [sıfat] Doğru, gerçek

ÇIT

  1. [isim] Hafif ve anlık ses
    • "Aşağı katta ayak sesleri. Teyzenin odasında çıt yok." (Peyami Safa)
    • "İşte bak, hücre kapısını çıt çıkarmadan araladı, yine bir şey diyecek." (Atilla İlhan)
    • "Bir müddet hiçbirisi kımıldamadı ve çıt çıkmadı, sonra bir hıçkırık duyuldu." (Peyami Safa)

TEÇ
...
ÇOK

  1. [sıfat] Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
    • "Bana matematik çok kolay geldi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem." (Peyami Safa)
    • "Sonra, çok şükür biz de bu dünyada bir şeyler gördük, diyerek rahat rahat ölür." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. [zarf] Aşırı bir biçimde
    • "Ben annemi çok severim."

GÜÇ

  1. [sıfat] Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül
    • "Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti."
    • "Hemen kararını vermekten âciz olan Hasan ne kadar güç bir mevkide kalmıştı?" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor." (Nurullah ataç)
  2. [zarf] Zorlukla
    • "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÇİL

  1. [isim] Orman tavuğugillerden, eti için avlanan, ormanlarda yaşayan bir kuş, dağ tavuğu (Tetrastes bonasia)
    • "Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik." (Osman Cemal Kaygılı)

ÇİS

  1. [isim] Bazı bitkilerden sızan ve katılaşarak sarımtırak bir cisim durumuna gelen bir çeşit şekerli öz su, kudret helvası
    • "Çis, hekimlikte müshil olarak kullanılır."

ÇEÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahıl yığını
  2. Tahıl elenen kalbur

ÇAD
...
PÖÇ

  1. [isim] Kuyruk sokumu kemiği

ÇİY

  1. [isim] Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, şebnem
    • "Çimenlerin üzerindeki çiylerde güneşten düşmüş parlak elmas damlalarını ayaklarıyla ezdi." (Ömer Seyfettin)

İNÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Futun on ikide biri olan, uzunluğu 2,54 cm olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus

ÇAT

  1. [isim] Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses
    • "Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır." (Osman Cemal Kaygılı)

ÇUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma
    • "Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü
    • "Ata çul örtmek."
    • "Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Giyim, giysi

HAÇ

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
    • "Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı." (Refik Halit Karay)

ÇÖL

  1. [isim] Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
    • "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü