İçinde ç olan 3 harfli 57 kelime var. İçerisinde Ç harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ç harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAD
- ...
- ÇİT
-
-
[isim]
Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
- "Çitten her akşam yaptığım gibi mektepten kalmış bir spor aşkı ile atladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
- HİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz
- "Dersleri hiç de iyi değil."
- "-Küçük tıpkı dedesi. -Hiç değil."
- "Bu mahluk hiç değilse hep aynı noktada dönüp dolaştığının farkında değil." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz
- "Hiç ava gittiniz mi?"
- "Hiç değilse şu avuç içi kadar havuza bir fıskiye koysalarmış ya..." (Tarık Buğra)
-
Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz
- "Ne gördün? -Hiç."
- "İnsan hiç olmazsa arada bir uğrar / Böyle ihmalci değildin önceleri," (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse
- "Bir hiç için darıldı. O benim gözümde hiçtir."
-
[zarf]
Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz
- ÇAT
-
-
[isim]
Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses
- "Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses
- İNÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futun on ikide biri olan, uzunluğu 2,54 cm olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus
-
[isim]
Futun on ikide biri olan, uzunluğu 2,54 cm olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus
- ÇIP
- ...
- PEÇ
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
-
[isim]
Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak
- GEÇ
-
-
[sıfat]
Belirli zamandan sonra olan
-
[zarf]
Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı
- "Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Belirli zamandan sonra olan
- HAÇ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
- "Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip
- ZAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kükürtle demir bileşimlerinden biri
-
[isim]
Kükürtle demir bileşimlerinden biri
- ÇÜŞ
-
-
[ünlem]
Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz
-
Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz
-
[ünlem]
Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz
- ÇEÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tahıl yığını
-
Tahıl elenen kalbur
-
[isim]
Tahıl yığını
- ÇİL
-
-
[isim]
Orman tavuğugillerden, eti için avlanan, ormanlarda yaşayan bir kuş, dağ tavuğu (Tetrastes bonasia)
- "Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Orman tavuğugillerden, eti için avlanan, ormanlarda yaşayan bir kuş, dağ tavuğu (Tetrastes bonasia)
- PÖÇ
-
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği
- ÇAV
-
-
[isim]
Ses, ün, haber
-
[isim]
Ses, ün, haber
- ÇAN
-
-
[isim]
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
- "Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı." (Falih Rıfkı Atay)
- "İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz." (Orhan Kemal)
-
[isim]
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
- ÇAL
-
-
[isim]
Taşlık yer, çıplak tepe
-
[isim]
Taşlık yer, çıplak tepe
- ÇOK
-
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- "Bana matematik çok kolay geldi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem." (Peyami Safa)
- "Sonra, çok şükür biz de bu dünyada bir şeyler gördük, diyerek rahat rahat ölür." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Aşırı bir biçimde
- "Ben annemi çok severim."
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- ÇÖL
-
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- ÇAĞ
-
-
[isim]
Zaman dilimi, vakit
-
Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş
- "Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır." (Refik Halit Karay)
-
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir
- "Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun
- "İlk Çağ. Orta Çağ. Yakın Çağ. Yeni Çağ."
-
Bir şeyin uygun, elverişli zamanı
- "Kendi çocuğu daha evlenecek çağda olmadığına göre kim bilir kimleri baş göz etmiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir katmanın oluştuğu süre
-
[isim]
Zaman dilimi, vakit