İçinde örü olan 7 harfli 23 kelime var. İçerisinde ÖRÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında örü olan kelimeler listesine ya da Sonu örü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAĞGÖRÜ
-
-
[isim]
Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, basiret
-
[isim]
Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, basiret
- ÖRÜLMEK
-
-
[nsz]
Örme işi yapılmak
- "Haftalık magazinlerin ağız sakızı ettiği konulardan ne ararsanız onlarla örülmüştür konuşmaları." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Örme işi yapılmak
- GÖRÜNÜŞ
-
-
[isim]
Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey
-
Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir
- "Görünüşe aldanmamalı."
-
Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara
- "Van gölünün görünüşü eşsizdi." (Necati Cumalı)
-
Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi
- "Atıldı atılacak, düştü düşecek; gelmiş olmak, gidecek olmak."
-
[isim]
Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey
- BÖRÜLCE
-
-
[isim]
Fasulyeye benzer bir bitki (Vigna sinensis)
-
Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve göbeği koyu benekli tohumu
-
[isim]
Fasulyeye benzer bir bitki (Vigna sinensis)
- GÖRÜŞLÜ
-
-
[sıfat]
Görüş bulunan
-
[sıfat]
Görüş bulunan
- GÖRÜŞME
-
-
[isim]
Görüşmek işi, mülakat, müzakere
-
[isim]
Görüşmek işi, mülakat, müzakere
- KÖRÜKLÜ
-
-
[sıfat]
Körüğü olan
- "Karşı geçidin ağzında körüklü bir fayton arabası göründü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Körüklü otobüs
-
[sıfat]
Körüğü olan
- HORGÖRÜ
- ...
- GÖRÜNTÜ
-
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
-
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. ile oluşturulan biçimi, hayal
-
Manzara
-
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal
-
Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
-
Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- GÖRÜNME
-
-
[isim]
Görünmek işi
- "Sabaha karşı Sevgi odaya girdiğinde gelişini duydu ama uyur gibi görünmeyi doğru buldu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Görünmek işi
- GÖRÜNGÜ
-
-
[isim]
Duyularla algılanabilen her şey, fenomen, numen karşıtı
-
[isim]
Duyularla algılanabilen her şey, fenomen, numen karşıtı
- GÖRÜNÜR
-
-
[sıfat]
Görünen, gözle görülebilen
-
Belli, apaçık göze çarpan
-
[sıfat]
Görünen, gözle görülebilen
- HOŞGÖRÜ
-
-
[isim]
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
- "Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
- GÖRÜMCE
-
-
[isim]
Bir kadının kocasının kız kardeşi
-
[isim]
Bir kadının kocasının kız kardeşi
- YÖRÜNGE
-
-
[isim]
Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol, mahrek
-
Hareketli bir noktanın izlediği veya çizdiği yol, mahrek
-
[isim]
Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol, mahrek
- GÖRÜNÜM
-
-
[isim]
Bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu, görünüş, manzara
-
[isim]
Bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu, görünüş, manzara
- GÖRÜLÜŞ
- ...
- KÖRÜKÇÜ
-
-
[isim]
Körük yapan veya satan kimse
-
Körük kullanan kimse
-
Körükleyici
-
[isim]
Körük yapan veya satan kimse
- GÖRÜNGE
-
-
[isim]
Perspektif
- "Romanda gerçek kişileri arayanlar roman sanatına pek dar görüngelerden yaklaşıyorlar." (Selim İleri)
-
[isim]
Perspektif
- UZGÖRÜR
-
-
[sıfat]
Gerçeği önceden görebilen, uzgören
-
[sıfat]
Gerçeği önceden görebilen, uzgören