İçinde çar olan 8 harfli 21 kelime var. İçerisinde ÇAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çar olan kelimeler listesine ya da Sonu çar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇAR
2 Harfli Kelimeler
AÇ, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇARIKLIK
-
-
[isim]
Çarık konulacak yer
-
[sıfat]
Çarık yapmaya elverişli
- "Çarıklık deri."
-
[isim]
Çarık konulacak yer
- ÇARPILAN
-
-
[isim]
Bir çarpma işleminde önce yazılan ve tekrarlanan sayı, madrup
- "7x3=7+7+7=21 işleminde 7 sayısı çarpılan durumundadır."
-
[isim]
Bir çarpma işleminde önce yazılan ve tekrarlanan sayı, madrup
- ÇARŞAMBA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Haftanın dördüncü günü, salı ile perşembe arasındaki gün
-
[isim]
Haftanın dördüncü günü, salı ile perşembe arasındaki gün
- ÇARIKSIZ
-
-
[sıfat]
Çarığı olmayan veya çarık giymemiş
-
[sıfat]
Çarığı olmayan veya çarık giymemiş
- ÇARPILIŞ
-
-
[isim]
Çarpılma işi veya biçimi
-
[isim]
Çarpılma işi veya biçimi
- ÇARŞAFÇI
-
-
[isim]
Çarşaf yapan veya satan kimse
-
[isim]
Çarşaf yapan veya satan kimse
- ÇARŞISIZ
-
-
[sıfat]
Çarşısı olmayan
-
[sıfat]
Çarşısı olmayan
- ÇARÇABUK
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Hareket ve heyecanın arkasını kestiğimiz zaman çarçabuk hiç oluveririz." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Çabucak
- ÇARNAÇAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
İster istemez
- "Yenge hanıma söylemek ayıbıma gidiyor, çarnaçar size başvuruyorum kızım." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
İster istemez
- ÇARDAKLI
-
-
[sıfat]
Çardağı olan
- "Evlerinin önünde bir erik ağacı, çardaklı bir asma, çan çiçekleri..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çardağı olan
- UÇARILIK
-
-
[isim]
Uçarı olma durumu veya uçarı davranış, sefahat
- "Böyle bir uçarılıkta bulundukça hemen ardından acı bir pişmanlık duyar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Uçarı olma durumu veya uçarı davranış, sefahat
- ÇARPIŞMA
-
-
[isim]
Çarpışmak işi, müsademe, sadme
-
Öncülerin veya küçük birliklerin yaptıkları küçük savaşma
- "Bu, iki cephe arasında ilk çarpışmadır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Çarpışmak işi, müsademe, sadme
- ÇARPITMA
-
-
[isim]
Çarpıtmak işi
-
[isim]
Çarpıtmak işi
- ÇARPIKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz çarpık
-
[sıfat]
Biraz çarpık
- NAÇARLIK
- ...
- ÇARŞAFLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde çarşaf olan
-
Çarşaf giymiş olan (kimse)
- "Türk Ocağının en ileri adımlarından biri, çarşaflı hanımı piyano çalmak için sahneye çıkarmak olmuştur." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Üzerinde çarşaf olan
- ÇARPINMA
-
-
[isim]
Çarpınmak işi
-
[isim]
Çarpınmak işi
- ÇARPITIŞ
-
-
[isim]
Çarpıtma işi veya biçimi
-
[isim]
Çarpıtma işi veya biçimi
- ÇARPILMA
-
-
[isim]
Çarpılmak işi
-
Çarpık duruma gelme
-
[isim]
Çarpılmak işi
- ÇARPINTI
-
-
[isim]
Kalbin hızlı ve sık vurması
- "Müthiş bir kalp çarpıntısı ve korku ile kanepeden kalktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Kalbin hızlı ve sık vurması