İçinde zın olan 27 kelime var. İçerisinde ZIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zın olan kelimeler listesine ya da Sonu zın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZINGIRDATMAK
DURMAKSIZIN, ZINGILDAMAK, ZINGIRDAMAK, ZINGIRDATMA
KAZINTISIZ, YAZINCILIK, ZINGILDAMA, ZINGIRDAMA
APANSIZIN, KAZINTILI, SIZINTILI, ZINDIKLIK
AĞZINDAN, KAZINMAK, YAZINSAL, ZINGADAK, ZINGIRTI
ANSIZIN, AZINLIK, KAZINMA, KAZINTI, SIZINTI, YAZINCI
ZINDIK
YAZIN
ZINK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZINGIRDATMAK
-
-
[-i]
Zangırdamasına sebep olmak, titretmek
-
[-i]
Zangırdamasına sebep olmak, titretmek
- ZINGILDAMAK
-
-
[nsz]
Zangırdamak
-
[nsz]
Zangırdamak
- ZINGIRDATMA
-
-
[isim]
Zıngırdatmak işi
-
[isim]
Zıngırdatmak işi
- ZINGIRDAMAK
-
-
[nsz]
Zangırdamak
-
[nsz]
Zangırdamak
- DURMAKSIZIN
- ...
- ZINGIRDAMA
-
-
[isim]
Zıngırdamak işi veya durumu
-
[isim]
Zıngırdamak işi veya durumu
- YAZINCILIK
-
-
[isim]
Edebiyatçılık
-
[isim]
Edebiyatçılık
- KAZINTISIZ
-
-
[sıfat]
Kazıntısı olmayan
-
[sıfat]
Kazıntısı olmayan
- ZINGILDAMA
-
-
[isim]
Zıngıldamak işi veya durumu
-
[isim]
Zıngıldamak işi veya durumu
- APANSIZIN
-
-
[zarf]
Ansızın
-
[zarf]
Ansızın
- KAZINTILI
-
-
[sıfat]
Kazıntısı olan (kâğıt, yazı)
-
[sıfat]
Kazıntısı olan (kâğıt, yazı)
- SIZINTILI
-
-
[sıfat]
Sızıntı yapan (hastalık)
-
[sıfat]
Sızıntı yapan (hastalık)
- ZINDIKLIK
-
-
[isim]
Zındık olma durumu
-
[isim]
Zındık olma durumu
- YAZINSAL
-
-
[sıfat]
Edebî
- "Yaşayan şiirler yazdı, ille yazınsal gerçeklik diye tutturmaktan vazgeçti." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Edebî
- AĞZINDAN
-
-
birisinden dinleyerek
- "Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."
- "Gelgelelim Akif, Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
- "Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan, iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu." (Lâtife Tekin)
- "Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş."
-
adına
- "Küçük bir ağız."
- "Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz." (Atilla İlhan)
- "Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok" (Sait Faik Abasıyanık)
-
birisinden dinleyerek
- KAZINMAK
-
-
[nsz]
Kendi kendini kazımak
-
Kazıma işi yapılmak
-
Derisini kazır gibi kaşımak
-
Derisi yüzülürcesine tıraş olmak
- "Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı." (Haldun Taner)
-
Her tarafı iyice temizlemek
-
Varı yoğu, elindeki bütün parası alınmak veya çalınmak
-
[nsz]
Kendi kendini kazımak
- ZINGADAK
-
-
[zarf]
Birdenbire ve sarsıntıyla
- "Elli metre kadar yürüdük, birkaç egzoz gürültüsü çıkarıp zıngadak durdum." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Birdenbire ve sarsıntıyla
- ZINGIRTI
-
-
[isim]
Zangırdama sesi
-
[isim]
Zangırdama sesi
- SIZINTI
-
-
[isim]
Sızan şey
- "Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti." (Aka Gündüz)
-
Genellikle iltihaplanma sebebiyle deri veya mukozada beliren sıvı, akıntı
-
[isim]
Sızan şey
- ANSIZIN
-
-
[zarf]
Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, durup dururken, gürpedek, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, yekin yekin, bedaheten, defaten, fücceten, nagehan, vehleten
- "Zehra'nın bu ansızın ölümü, bütün felaketlerin üzerine yaman bir tüy dikmişti." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, durup dururken, gürpedek, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, yekin yekin, bedaheten, defaten, fücceten, nagehan, vehleten