İçinde zü olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde ZÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zü olan kelimeler listesine ya da Sonu zü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÖZÜŞME
-
-
[isim]
Çözüşmek işi
-
[isim]
Çözüşmek işi
- ZÜLBİYE
- ...
- GÖKYÜZÜ
-
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- "Gökyüzünün başka rengi de varmış / Geç fark ettim taşın sert olduğunu." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- BOZÜYÜK
- ...
- ÇÖZÜNTÜ
-
-
[isim]
Çözülme, dağılma durumu
-
[isim]
Çözülme, dağılma durumu
- HÜZÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan
- "Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan
- ÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üzüntü duymak, kaygılanmak
- "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- ÇÖZÜLÜM
-
-
[isim]
Çözülme işi, dağılım, bozgun
-
Sinir merkezleri arasındaki iş birliği ve uyumun bozulup kesilmesi
-
[isim]
Çözülme işi, dağılım, bozgun
- ÜZÜNÇLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü
- "İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Üzüntülü
- ZÜHREVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Frengi, belsoğukluğu vb. cinsel ilişkilerle bulaşan, zührevi hastalık
-
[sıfat]
Frengi, belsoğukluğu vb. cinsel ilişkilerle bulaşan, zührevi hastalık
- GÖZÜKME
-
-
[isim]
Gözükmek işi
- "Biraz daha tırmanınca ileride, çam ormanı gözükmeye başladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gözükmek işi
- ÜZÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
- BÜZÜLME
-
-
[isim]
Büzülmek işi
-
[isim]
Büzülmek işi
- GÖZÜNDE
-
-
(o kimseye) göre
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
(o kimseye) göre
- BÜZÜŞME
-
-
[isim]
Büzüşmek işi
-
Birleşik kelimelerin oluşturulmasında iki ayrı hecedeki ünlünün tek hecede toplanması: kahve altı > kahvaltı, ne için > niçin vb
-
[isim]
Büzüşmek işi
- DÜZÜLME
-
-
[isim]
Düzülmek işi veya durumu
-
[isim]
Düzülmek işi veya durumu
- KUŞGÖZÜ
-
-
[isim]
Ev, villa vb. konutların çatı katlarını aydınlatmaya yarayan küçük pencere
-
[isim]
Ev, villa vb. konutların çatı katlarını aydınlatmaya yarayan küçük pencere
- DİZÜSTÜ
-
-
[isim]
Bilgisayarın her türlü donanımı ile küçültülerek taşınabilir duruma getirilmiş biçimi
- "Yarın yola çıkıyoruz. Dizüstümü yanıma alıyorum. Raporlarım aksamayacak." (Refik Erduran)
-
[isim]
Bilgisayarın her türlü donanımı ile küçültülerek taşınabilir duruma getirilmiş biçimi
- BÜZÜŞÜK
-
-
[sıfat]
Büzülerek yüzey veya hacmi küçülmüş olan, büzüşmüş
-
Kırışık
-
[sıfat]
Büzülerek yüzey veya hacmi küçülmüş olan, büzüşmüş
- BÜZÜLÜŞ
-
-
[isim]
Büzülme işi veya biçimi
-
[isim]
Büzülme işi veya biçimi