İçinde zm olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde ZM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında zm olan kelimeler listesine ya da Sonu zm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık
-
[isim]
Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık
- YÜZME
-
-
[isim]
Yüzmek işi
-
Yüzme sporu
-
[isim]
Yüzmek işi
- İZMİT
- ...
- YAZMA
-
-
[isim]
Yazmak işi, tahrir
-
Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap
-
Kaba kulak hastalığı
-
[isim]
Yazmak işi, tahrir
- SPAZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle kalp ve diz kaslarının elde olmadan kasılması
-
[isim]
Özellikle kalp ve diz kaslarının elde olmadan kasılması
- TEİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tanrıcılık
-
[isim]
Tanrıcılık
- AZMAN
-
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- "Adam azmanı."
-
Azma
- "Kurt azmanı bir köpek."
-
[isim]
Kerestelik tomruk
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- SÜZME
-
-
[isim]
Süzmek işi
-
[sıfat]
Süzülmüş olan, süzülerek elde edilen
- "Süzme bal. Süzme yoğurt."
-
[sıfat]
Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse)
-
[sıfat]
Katışıksız, saf
- "Son derece zeki babalardan süzme salak oğulların çıktığı görülmüştü." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Süzmek işi
- İZMİR
- ...
- OTİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçe yöneliklik
-
[isim]
İçe yöneliklik
- BEZME
-
-
[isim]
Bezmek işi
-
[isim]
Bezmek işi
- BOZMA
-
-
[isim]
Bozmak işi
-
[sıfat]
Biçimi ve kullanılışı değiştirilmiş
- "Büyükçe bir ahırdan bozma sinema salonu hâlâ gübre kokuyordu." (Erhan Bener)
-
[isim]
Bozmak işi
- BÜZME
-
-
[isim]
Büzmek işi
-
[sıfat]
Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.)
- "Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Büzmek işi
- DÜZME
-
-
[isim]
Düzmek işi
-
[sıfat]
Gerçek olmayan, aslına benzetilerek uydurulan, uydurma, sahte
- "Düzme senet. Düzme belge."
-
[isim]
Düzmek işi
- EZMEK
-
-
[-i]
Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
- "Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım." (Enis Behiç Koryürek)
- "Bütün ecnebi kelimeleri ezip büzüp anlaşılmaz hâle getirip öyle kullanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek
- "Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek
- "Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek."
-
Üzmek, sıkıntıya sokmak
- "Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir." (Aka Gündüz)
-
Baskı altında tutmak
- "Mahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi." (Refik Halit Karay)
-
Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak
- "Bu yol hayvanı ezdi."
-
Yenmek, sindirmek
- "Düşmanı ezmek."
-
Harcamak
- "Paraları bir haftada ezerim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
- GEZME
-
-
[isim]
Gezmek işi, seyran
-
[isim]
Gezmek işi, seyran
- AZMAK
-
-
[isim]
Küçük su birikintisi, gölcük
-
Bataklık
-
[isim]
Küçük su birikintisi, gölcük
- HIZMA
-
-
[isim]
Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
- "Ayının burnuna hızma takmışlar, oynatıyorlar."
-
Burun kanadına takılan süslü, altın veya gümüş halka
-
Küpe
-
[isim]
Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
- UZMAN
-
-
[sıfat]
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan
- "Biz de işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum." (Haldun Taner)
-
Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse
-
[isim]
Bilirkişi
-
[sıfat]
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan
- ÇİZME
-
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- "Bedevi kadınları altı iri çivili bir tür yarım çizme giyiyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli." (Melih Cevdet Anday)
- "Yaptığım işe hâlâ şaşmaktan ve inanamamaktan vazgeçemediğim hâlde çizmeleri çekmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı