İçinde ziy olan 7 harfli 12 kelime var. İçerisinde ZİY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ziy olan kelimeler listesine ya da Sonu ziy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Y Z İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZİYASIZ

  1. [sıfat] Işıksız, karanlık
    • "Yorgun dağları, ziyasız yalıları, bülbülsüz koruları mor ve serin sis örtüyordu." (Ömer Seyfettin)

TECZİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cezalandırma

AZİZİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sultan Abdülaziz'in ve devlet adamlarının giydiği fes

ZİYARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
    • "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)

ARZİYAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yer bilimi

ZİYAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
    • "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."

TARZİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapılan kötü bir davranış için özür dileme, gönül alma
    • "Arkadaşım namına Refik Bey'den gayet kuvvetli bir tarziye isterim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Yüzüme bakmadan bana tarziye verdi." (Reşat Nuri Güntekin)

VAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konum
    • "Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur."
    • "İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı." (Refik Halit Karay)
  2. Durum, tavır, hâl
    • "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır." (Aka Gündüz)

ZİYADAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ziyalı

TAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Taziye

VİZİYER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kasket siperi

MEZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik
    • "Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü