İçinde ze olan 7 harfli 115 kelime var. İçerisinde ZE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ze olan kelimeler listesine ya da Sonu ze ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MALZEME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gereç
  2. Bir eserin hazırlanmasında yararlanılan bilgi ve kaynakların tamamı

ÖZENMEK

  1. [-e] Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak
    • "Biri hukuktan çıkar, hariciye memurluğuna göz diker; diğeri tıbbiyeyi bitirir, aktörlüğe özenir." (Refik Halit Karay)
  2. [nsz] Bir şeyi yaparken elden geldiğince iyi yapmaya çabalamak, bir şeye büyük dikkat ve ilgi göstermek, itina etmek
    • "Dünya güzelliği sendedir mevcut / Hususi özenmiş yaratmış mabut." (Âşık Veysel)
  3. [-e] Birini veya bir şeyi taklit etmeye çalışmak

BEZELYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Baklagillerden, yurdumuzun her yanında yetiştirilen, fasulyeye benzer, tırmanıcı bir bitki (Pisum sativum)
  2. Bu bitkinin yuvarlak tanesi

MÜZEVİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Arabozan

MUAZZEZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sayılan, saygı duyulan, sevgili, aziz

DİZELİK
...
ZELZELE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Deprem
    • "İstanbul'un son büyük zelzelesinden konuşuyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)

MÜZELİK

  1. [sıfat] Müzeye konulacak değerde veya eskilikte olan
    • "Müzelik gümüş bilezik."
  2. Eski, köhne

TAPTAZE

  1. [sıfat] Çok taze
  2. [zarf] Bozulmadan, değerinden bir şey yitirmeyerek
    • "Ama bu güzel, bu ince hatıra, bütün acılığı ve bütün tatlılığı ile içinde taptaze duruyor." (Yusuf Ziya Ortaç)

DİZEMLİ

  1. [sıfat] Düzenli aralıklarla tekrarlanan, tartımlı, ritimli, ritmik

MUAHEZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kınama, paylama, ayıplama
  2. Eleştiri

VAZETME

  1. [isim] Vazetmek işi

GÜZELİM

  1. değer verilen, sevilen
    • "Güzel kız. Güzel çiçek."
    • "Yalının en güzel odası bizimdi."
    • "Güzel ne güzel olmuşsun / Görülmeyi görülmeyi." (Karacaoğlan)
    • "Yüzüne bakmazmış o güzelim ağır eşyanın." (Peyami Safa)
  2. [ünlem] sevecen bir biçimde söylenen bir seslenme sözü
    • "Güzel şey canım, milletvekili olmak!" (Çetin Altan)

DÜZELME

  1. [isim] Düzelmek durumu

ZEMİNLİ

  1. [sıfat] Zemini olan
    • "Kerpiç duvarlı, toprak zeminli olan bu yere Toprak Palas derlerdi." (Aka Gündüz)

ZERRECE

  1. [zarf] Zerre kadar
    • "Kimseyi zerrece kıskandığını, kötülediğini, kin tuttuğunu görmedim." (Refik Erduran)

BEZEKÇİ

  1. [isim] Duvar ve tavanları boyayıp birtakım resim veya şekillerle süsleyen kimse, nakkaş
  2. Gelinleri süsleyen kadın

KRUVAZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Ön parçaları birbiri üzerine gelecek biçimde yapılmış olan (ceket, yelek)
    • "Bir kruvaze yelek giymiş: Ön cepleri büyük." (Sait Faik Abasıyanık)

BENZEME

  1. [isim] Benzemek işi

ÇÖZELTİ

  1. [isim] Çözünme sonucu ortaya çıkan madde

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü