İçinde ze olan 5 harfli 88 kelime var. İçerisinde ZE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ze olan kelimeler listesine ya da Sonu ze ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜZEL
-
-
[sıfat]
Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı
- "Güzel kız. Güzel çiçek."
- "Yalının en güzel odası bizimdi."
- "Güzel ne güzel olmuşsun / Görülmeyi görülmeyi." (Karacaoğlan)
- "Yüzüne bakmazmış o güzelim ağır eşyanın." (Peyami Safa)
-
İyi, hoş
- "Güzel şey canım, milletvekili olmak!" (Çetin Altan)
-
Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran
- "Güzel bir fırsat."
-
Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran
- "Güzel duygular. Güzel hareketler."
-
Görgü kurallarına uygun olan
-
Sakin, hoş (hava)
- "Güzel bir gece."
-
Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı
- "Güzel vaatler."
-
Pek iyi, doğru
- "Güzel güzel amma!"
-
[isim]
Güzel kız veya kadın
-
[isim]
Güzellik kraliçesi
-
[zarf]
Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde
- "Güzel konuştu."
-
[sıfat]
Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı
- ZEBUR
- ...
- DİZEL
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Sıkıştırılmış hava içine püskürtülen mazotla çalışan motor
-
[isim]
Sıkıştırılmış hava içine püskürtülen mazotla çalışan motor
- GEBZE
- ...
- NEBZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Az şey, az
-
[isim]
Az şey, az
- ELZEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok gerekli, vazgeçilmez
- "... sizde oksijen tüpü vardı sanırım, krizin yenilenmesi hâlinde el altında bulundurulması elzem..." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok gerekli, vazgeçilmez
- DÜZEÇ
-
-
[isim]
Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç, tesviye aleti
-
[isim]
Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç, tesviye aleti
- BEZEK
-
-
[isim]
Süs, ziynet
-
Bir eseri süslemeye yarayan motiflerin her biri
-
[isim]
Süs, ziynet
- ZENCİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Siyah ırktan olan kimse, siyahi
- "Avrupalılar arasında, bizi zenci gibi kara zannedenler varmış." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Siyah ırktan olan kimse, siyahi
- HEZEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şaka, alay, mizah
-
Bir şiiri veya şiir parçasını şakalı bir anlatıma çevirme
-
[isim]
Şaka, alay, mizah
- SÜZEK
-
-
[isim]
Süzgeç, filtre
-
Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı
-
[isim]
Süzgeç, filtre
- ZEBAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dil (I)
-
[isim]
Dil (I)
- KUZEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
- ZEKAT
- ...
- ÖZENÇ
-
-
[isim]
İstek
-
İmrenme
-
[isim]
İstek
- ZEBUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Güçsüz, zayıf, âciz
- "İnsan gözünden ziyade, bu kafese konmuş vahşi, yırtıcı hayvanların, içleri hırs, haşinlik ve ürkeklikle dolu, heybetli fakat zebun gözlerine benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek." (Yavuz. Sultan Selim)
- "Bir zaman gelir ki sırf kendi icadımız olan bir his elinde zebun kalırız." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Güçsüz, zayıf, âciz
- AZERİ
- ...
- DİZEY
- ...
- ZEVCE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karı
-
[isim]
Karı
- ÖNEZE
-
-
[isim]
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin
-
Sürek avında pusuda av bekleyen avcı
-
[isim]
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin