İçinde z olan 6 harfli 819 kelime var. İçerisinde Z harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında z harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPSIZ
-
-
[sıfat]
Kabı olmayan
-
Kaplanmamış olan
-
[sıfat]
Kabı olmayan
- YOLSUZ
-
-
[sıfat]
Yolu olmayan
- "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yavaş giden (taşıt)
- "Bu gemi yolsuzdur."
-
Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
- "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." (Refik Halit Karay)
-
Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
- "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yolu olmayan
- ZÜĞÜRT
-
-
[sıfat]
Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse)
-
[sıfat]
Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse)
- ÇANSIZ
-
-
[sıfat]
Çanı olmayan
-
[sıfat]
Çanı olmayan
- FAŞİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen
-
Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti
-
[isim]
İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen
- SÖZSEL
-
-
[sıfat]
Söze ilişkin, sözle ilgili
- "Eski musikimizin sözsel özelliğinde saptadığımız iç anlam yelpazelerine gönül vererek Boğaziçi'ni duyguya getirir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Söze ilişkin, sözle ilgili
- UZUNCA
-
-
[sıfat]
Biraz uzun
-
[zarf]
Uzun olarak, bol zamanlı
- "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı." (Erhan Bener)
-
[sıfat]
Biraz uzun
- KEPAZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Niteliksiz, değersiz
- "Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Onu kepaze etmek için bu rolü vermişlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Utanmaz, rezil
-
Gülünç
-
[isim]
Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı
-
[sıfat]
Niteliksiz, değersiz
- ZAHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
- "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- HUNRİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kan dökücü, kanlı
-
[sıfat]
Kan dökücü, kanlı
- REZERV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saklanmış, biriktirilmiş şey
-
Yedek, ihtiyat
- "Döviz rezervi."
-
Yatağında veya havzasında bulunduğu hesaplanan, henüz işletilmemiş kömür, demir, petrol vb
-
Çekince
-
[isim]
Saklanmış, biriktirilmiş şey
- TAVZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
-
[isim]
Açıklama, aydınlatma
- ZORLUK
-
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- "Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- KÜPSÜZ
-
-
[sıfat]
Küpü olmayan
-
[sıfat]
Küpü olmayan
- MUARIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşı koyan, karşı çıkan
- "Dışarı çıktığında kulağında kalmış rivayetleri ileri sürerek muarızlarını iknaya çalıştı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Karşı koyan, karşı çıkan
- MUNZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katılmış, ulanmış, eklenmiş
-
[isim]
Katma, ekleme, ek
-
[sıfat]
Katılmış, ulanmış, eklenmiş
- YENSİZ
-
-
[sıfat]
Yenleri olmayan
-
[sıfat]
Yenleri olmayan
- ECZACI
-
-
[isim]
Eczacılık fakültelerinden mezun olarak eczacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kimse
- "Eczacının söylediğinden anlıyorum, avuç avuç ağrı kesici alıyor." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Eczacılık fakültelerinden mezun olarak eczacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kimse
- KILSIZ
-
-
[sıfat]
Kılı olmayan
-
[sıfat]
Kılı olmayan
- MAHCUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hacizli
-
[sıfat]
Hacizli