İçinde z olan 4 harfli 177 kelime var. İçerisinde Z harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında z harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlayış, anlama yeteneği

MÜZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı
    • "O devirlere ait yatağanlar, baltalar paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir." (Orhan Seyfi Orhon)

ZİFT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katran ve diğer organik maddelerin buharlaşmasından veya damıtılmasından elde edilen, kolay kırılan, az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde, karasakız
    • "Sağ elinin iki parmağı sigara ziftinden kararmıştı." (Memduh Şevket Esendal)

SEZÜ

  1. [isim] Mantar meşesi

GÜRZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Silah olarak kullanılan ağır topuz

EZGİ

  1. [isim] Belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, haz, nağme, melodi
    • "Pir Sultan ağzından bir ezgi okuyup tüm yürekleri kendine bağladı." (Kemal Bilbaşar)
  2. Bir müzik parçasında baştan sona kadar belirli yerlerde tekrarlanan ses dizisi
  3. Kulağa hoş gelen ses veya söz dizisi
  4. Gidiş, yol, tarz, tempo
    • "Bundan böyle aynı ezgide sürüp gidemez."
  5. Üzüntü, sıkıntı

UZAK

  1. [sıfat] Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
    • "Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." (Peyami Safa)
    • "Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı." (Tarık Dursun K)
    • "Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Arada çok zaman bulunan
    • "Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez."
  3. Eli, gücü veya hükmü yetişmez
    • "O böyle işlerden pek uzaktır."
  4. İhtimali az olan
    • "Ben bu işi çok uzak görüyorum."
  5. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
    • "Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz." (Peyami Safa)
  6. [isim] Yakın olmayan yer
    • "Fazla uzağa gitme."

OZON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Molekülünde üç atom bulunan oksijenden oluşan, ağır kokulu, gaz durumundaki basit element (O3)

ÜVEZ

  1. [isim] Gülgillerden, orta boylu bir ağaç (Pirus sorbus)
  2. Bu ağacın muşmulaya benzeyen yemişi
    • "Gülse bile gülüşünde ham ayva, muşmula veya üvez yemiş gibi bir burukluk vardır." (Refik Halit Karay)

TAZI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
    • "Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcın kokusunu duyabilir." (Haldun Taner)

ZEDE
...
DÜZE

  1. [isim] Doz

FÜZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yanıcı ve bir yakıcı maddenin sürekli olarak yanmasından doğan itiş gücü ile hareket eden düzenek

MİZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kumarda ortaya sürülen para

AYAZ

  1. [isim] Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
    • "Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti." (Behçet Necatigil)
  2. Çok soğuk hava

GAYZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öfke, hınç

BEZE

  1. [isim] Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde

FAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema
  2. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli

UCUZ

  1. [sıfat] Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı
    • "Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Bizim tekrar tekrar dinlemeyi sevdiğimiz bu fıkrayı anlatırken o hâlâ bu işten ucuz kurtulmuş olmasının heyecanını duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti." (Necati Cumalı)
    • "Hem arabayı ucuza kapattım hem sağlama bağladım." (Aka Gündüz)
  2. Az emekle elde edilen
    • "Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk." (Burhan Felek)
  3. Adi, bozuk
    • "Bu gerçeği dile getirenleri felaket habercisi diye nitelemek ancak ve sadece ucuz politikacı ağzına yakışır." (Aydın Boysan)

BAZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
  2. Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
  3. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü