İçinde yır olan 7 harfli 21 kelime var. İçerisinde YIR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yır olan kelimeler listesine ya da Sonu yır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I R Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
YIR
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIYIRGA
-
-
[isim]
Harmanda sap toplamaya veya damlardan karı küremeye yarayan araç
-
Kar küremekte kullanılan büyük kürek
-
[isim]
Harmanda sap toplamaya veya damlardan karı küremeye yarayan araç
- YIRTMAK
-
-
[-i]
Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak
- "Yürürken sert bir şey paçamı yırttı, çepeçevre dikenli bir tel..." (Falih Rıfkı Atay)
-
Vücudu kanatacak kadar derin çizmek
- "Kedi çocuğun elini yırttı."
-
Yok etmek, bastırmak
-
Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak
-
Zorlamak
- "Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi." (Refik Halit Karay)
-
Bir işi yapmaktan kurtulmak
-
Köşeyi dönmek
-
[-i]
Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak
- CIYIRTI
-
-
[isim]
Bez, kâğıt vb.nin yırtılırken çıkardığı ses
-
[isim]
Bez, kâğıt vb.nin yırtılırken çıkardığı ses
- KAYIRMA
-
-
[isim]
Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas
-
[isim]
Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas
- SIYIRGI
-
-
[isim]
Lüle taşı işlemeciliğinde kullanılan bir tür bıçak
-
[isim]
Lüle taşı işlemeciliğinde kullanılan bir tür bıçak
- CAYIRTI
-
-
[isim]
Şiddetli yanma, yırtılma sesi, gürültü
-
[isim]
Şiddetli yanma, yırtılma sesi, gürültü
- KAYIRIŞ
-
-
[isim]
Kayırma işi veya biçimi
-
[isim]
Kayırma işi veya biçimi
- AYIRTMA
-
-
[isim]
Ayırtmak işi
-
[isim]
Ayırtmak işi
- ÇAYIRLI
-
-
[sıfat]
Çayırı olan
-
[sıfat]
Çayırı olan
- PANAYIR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Belli zamanlarda ve genellikle küçük yerleşme birimlerinde kurulan, sergi niteliğini de taşıyan büyük pazar
- "Kasabada iş güç duruyor, cami meydanı dolduğu için panayır halkı sokakları tıkıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Belli zamanlarda ve genellikle küçük yerleşme birimlerinde kurulan, sergi niteliğini de taşıyan büyük pazar
- AYIRMAÇ
-
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, farika
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, farika
- HAYIRLI
-
-
[sıfat]
Yararı, hayrı olan
- "Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi." (Ömer Seyfettin)
-
Uğurlu, iyi, güzel
- "Hayırlı bir işe yardımda bulunmuş oluyorsunuz." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yararı, hayrı olan
- SIYIRMA
-
-
[isim]
Sıyırmak işi
-
[isim]
Sıyırmak işi
- YIRTLAK
-
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
-
[sıfat]
Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
- AYIRMAK
-
-
[-i]
Bölmek
- "Elmayı dörde ayırmak."
-
[-e]
Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak
- "Çocuklara pastadan biraz ayırdım."
-
Bir yeri bir engelle bölmek
-
[-den]
Birbirinden uzaklaştırmak
-
[-i]
Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek
-
[-den]
Seçmek
- "Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak
- "Karıyı kocasından ayırmak."
-
[-i]
Farklı davranmak, fark gözetmek
- "Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?"
-
Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek
- "Odayı çocuklara ayırmak. Dolabı çamaşırlara ayırmak."
-
[-i]
Bölmek
- YIRTICI
-
-
[sıfat]
Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen (hayvan)
-
Kan dökmekten, insan öldürmekten zevk alan (kimse)
- "Uzun bir müddet insanın yırtıcı hayvanat cinsinden bir mahluk olduğunu ispat için binbir dereden su getirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tiz, yüksek (ses)
- "Bir sabah ev halkı, aşçı Şerife Hanım'ın yırtıcı çığlıklarıyla uyandı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İş bitiren, mahir
- "Buraların en çalışkan, en becerikli, en yırtıcı ve zengin adamıdır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen (hayvan)
- YIRLAMA
-
-
[isim]
Yırlamak işi veya durumu
-
[isim]
Yırlamak işi veya durumu
- SIYIRIŞ
-
-
[isim]
Sıyırma işi veya biçimi
-
[isim]
Sıyırma işi veya biçimi
- AYIRTAÇ
-
-
[isim]
Bir dalga biçimindeki sıklık veya evre değişmelerini genlik değişmeleri olarak ortaya çıkaran alet
-
[isim]
Bir dalga biçimindeki sıklık veya evre değişmelerini genlik değişmeleri olarak ortaya çıkaran alet
- YIRTMAÇ
-
-
[isim]
Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık
-
[isim]
Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık