İçinde yıl olan 8 harfli 28 kelime var. İçerisinde YIL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yıl olan kelimeler listesine ya da Sonu yıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YILGINCA
-
-
Yılgın bir biçimde
-
Yılgın bir biçimde
- YILLIKÇI
-
-
[sıfat]
Yıllıklı
-
[sıfat]
Yıllıklı
- YILIŞKAN
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmek düşüncesiyle sürekli olarak ve yapmacıklı bir biçimde gülen kimse
- "Onlar ne arsız, ne yılışkan ve yırtık gülmelidirler; ne de somurtmalıdırlar." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Hoşa gitmek düşüncesiyle sürekli olarak ve yapmacıklı bir biçimde gülen kimse
- AYILAŞMA
-
-
[isim]
Ayılaşmak işi
-
[isim]
Ayılaşmak işi
- SAYILMAK
-
-
[nsz]
Sayma işine konu olmak, addedilmek
- "İsmail'i yanıma alalı beri pek yalnız sayılmam." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sayma işine konu olmak, addedilmek
- KIYILMAK
-
-
[nsz]
Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğranmak
- "Tütün kıyıldı. Et kıyıldı."
-
Kıyma işi yapılmak
- "Zavallıya nasıl kıyıldı?"
-
Ezilir, kıyılır gibi olmak
- "Açlıktan içim kıyılıyor."
-
[nsz]
Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğranmak
- YILDIRIM
-
-
[isim]
Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika
- "Taarruz bir yıldırım gibi inecekti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Çok hızlı yapılan, olan
-
[isim]
Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika
- YILDIRAK
-
-
[sıfat]
Parıldayıcı, parıldayan
-
[isim]
Şimşek
-
[sıfat]
Parıldayıcı, parıldayan
- KIYILAMA
-
-
[isim]
Kıyılamak işi
-
[isim]
Kıyılamak işi
- YILIŞMAK
-
-
[nsz]
Yapmacık davranışlarla hoş görünmeye çalışmak
- "... karının bu iltifatına, yılışarak mukabele etmekle beraber..." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Yapmacık davranışlarla hoş görünmeye çalışmak
- YILDIRMA
-
-
[isim]
Yıldırmak işi
- "Herkesin sustuğu o yıldırma devrinde gerçeği söyleyen bu iki yazarın sesi..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yıldırmak işi
- YILKILIK
-
-
[isim]
Yılkıya ayrılmış at
- "Hepsi bu yıl başlarının çaresine bakacak altı at. Bu yılın yılkılıkları." (Abbas Sayar )
-
[isim]
Yılkıya ayrılmış at
- SAYILAMA
-
-
[isim]
Sayılamak işi
-
Sayımlama (II)
-
[isim]
Sayılamak işi
- YAYILMAK
-
-
[nsz]
Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak
-
Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak
-
Genelleşmek
- "O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Genişlemek, büyümek
- "... bu Buket'in şöhreti de arkadaşları arasında derhâl yayılmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Serilmek, döşenmek
- "Odaya bir kilim yayıldı."
-
Koyun, inek vb. otlamak
-
Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak
-
Ayrıntıya girmek, açılmak
- "Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak
- YILLIKLI
-
-
[sıfat]
Ücreti yılda bir verilen, yıllıkçı
- "Yıllıklı iş. Yıllıklı işçi."
-
[sıfat]
Ücreti yılda bir verilen, yıllıkçı
- YILLARCA
-
-
[zarf]
Yıllar boyu, birçok yıl, senelerce
- "Babam tek elbiseyi yaz kış yıllarca giyerdi." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Yıllar boyu, birçok yıl, senelerce
- YILANCIL
-
-
[isim]
En çok yılanla beslenen bir kuş (Threshkiornis aethiopica)
-
[isim]
En çok yılanla beslenen bir kuş (Threshkiornis aethiopica)
- YILANCIK
-
-
[isim]
Streptokok denilen mikropların bir sıyrığa veya yaraya bulaşarak yaptıkları hastalık, kızılyörük
-
Kemik veremi
-
[isim]
Streptokok denilen mikropların bir sıyrığa veya yaraya bulaşarak yaptıkları hastalık, kızılyörük
- YILLANMA
-
-
[isim]
Yıllanmak işi
-
[isim]
Yıllanmak işi
- BAYILMAK
-
-
[nsz]
Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek
- "Akşam vapurda giderken bir kadının bayıldığını gördüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Çok hoşlanmak, çok sevmek
- "Hatta kıza bayıldığını bile anlasaydı neye yarardı?" (Refik Halit Karay)
-
[-den]
Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek
- "Uzakta görülen manzaralar insana sıcaktan bunalmış ve bayılmış hissini verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Vermek, ödemek
- "Bin papeli bayıldık."
-
[nsz]
Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek