İçinde yıf olan 19 kelime var. İçerisinde YIF bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yıf olan kelimeler listesine ya da Sonu yıf ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZAYIFLATABİLMEK, ZAYIFLAYABİLMEK
ZAYIFLATABİLME, ZAYIFLAYABİLME
DENİZKADAYIFI
KADAYIFÇILIK
HAYIFLANMAK, ZAYIFLATMAK
HAYIFLANIŞ, HAYIFLANMA, ZAYIFLAMAK, ZAYIFLATMA, ZAYIFLAYIŞ
KADAYIFÇI, ZAYIFLAMA
ZAYIFLIK
KADAYIF
HAYIF, ZAYIF
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAYIFLATABİLMEK
- ...
- ZAYIFLAYABİLMEK
- ...
- ZAYIFLATABİLME
- ...
- ZAYIFLAYABİLME
- ...
- DENİZKADAYIFI
-
-
[isim]
Esmer su yosunlarından bir deniz bitkisi (Alaria esculenta)
-
[isim]
Esmer su yosunlarından bir deniz bitkisi (Alaria esculenta)
- KADAYIFÇILIK
-
-
[isim]
Kadayıf yapma veya satma işi
-
[isim]
Kadayıf yapma veya satma işi
- HAYIFLANMAK
-
-
[nsz]
Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek
- "Selanik'i Türk elinde görebilecek miyim? diye hayıflanıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek
- ZAYIFLATMAK
-
-
[-i]
Zayıf olmasına yol açmak
- "Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Zayıf olmasına yol açmak
- ZAYIFLAMAK
-
-
[nsz]
Zayıf duruma gelmek
- "Paşa, kendisini görenleri tanımayacak kadar zayıflamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Zayıf duruma gelmek
- HAYIFLANIŞ
- ...
- ZAYIFLATMA
-
-
[isim]
Zayıflatmak işi
-
[isim]
Zayıflatmak işi
- HAYIFLANMA
-
-
[isim]
Hayıflanmak işi
-
[isim]
Hayıflanmak işi
- ZAYIFLAYIŞ
-
-
[isim]
Zayıflama işi veya biçimi
-
[isim]
Zayıflama işi veya biçimi
- KADAYIFÇI
-
-
[isim]
Kadayıf yapan veya satan kimse
-
[isim]
Kadayıf yapan veya satan kimse
- ZAYIFLAMA
-
-
[isim]
Zayıflamak işi
- "Sanki pek şişman bir şeymiş gibi zayıflama hastalığına tutulmuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Zayıflamak işi
- ZAYIFLIK
-
-
[isim]
Zayıf olma durumu
-
[isim]
Zayıf olma durumu
- KADAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Undan yapılan, tatlı olarak tüketilen türlü biçimlerde yiyecek
- "Ekmek kadayıfı."
- "Tel kadayıf."
-
[isim]
Undan yapılan, tatlı olarak tüketilen türlü biçimlerde yiyecek
- HAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
-
Acınma, üzülme
-
[ünlem]
"Vah, heyhat, yazık" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
- ZAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
- "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." (Sermet Muhtar Alus)
- "Güya bu sene biraz zayıf düşmüşüm." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
- "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."
-
Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
- "Zayıf bir yapı."
-
Önemli, güvenilir olmayan
- "Zayıf bir bilgi."
-
Çok az
- "Zayıf bir ihtimal."
-
Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
- "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."
-
[isim]
Başarısızlığı gösteren not
-
Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
- "Zayıf bir öğretmen."
-
Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
- "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)