İçinde yürü olan 7 harfli 8 kelime var. İçerisinde YÜRÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yürü olan kelimeler listesine ya da Sonu yürü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜRÜTÜŞ
- ...
- YÜRÜYÜŞ
-
-
[isim]
Yürüme işi veya biçimi
- "Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir." (Anayasa)
- "Bir gün Küplüce arkalarında uzun bir yürüyüş yapmış." (Haldun Taner)
- "Askerler yürüyüşe geçti."
-
Spor amacıyla yapılan yürüme
- "Her sabah bir saat yürüyüş yaparım."
-
Bir olayı protesto etmek, bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürüme
- "Gösteri yürüyüşü."
-
Birliklerin bir yerden başka bir yere gitmesi
-
[isim]
Yürüme işi veya biçimi
- YÜRÜTÜM
-
-
[isim]
Yürütme işi
-
Bir kararı, bir yargıyı yerine getirme, uygulama, infaz
- "Yasanın yürütümü. Bu yargının yürütümü."
-
[isim]
Yürütme işi
- YÜRÜMEK
-
-
[nsz]
Adım atarak ilerlemek, gitmek
- "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." (Haldun Taner)
-
[-e]
Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek
- "Buz dağları güneye yürümüş."
-
Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek
- "Çocuk erken yürüdü."
-
Yayan gezmek, yayan gitmek
- "Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." (Ömer Seyfettin)
-
Yol almak
- "Biraz yürüyelim, geç kaldık."
-
[-e]
Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak
- "Dallara su yürümek."
-
[-e]
Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek
- "Asker kaleye yürüdü."
-
Faiz, hesap edilmek, işlemek
- "Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor?"
-
Geçmek, ilerlemek, değişmek
- "Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işte ileri gitmek
-
Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek
- "Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz demiştim." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Ölmek
- "O da yürümüş."
-
[nsz]
Adım atarak ilerlemek, gitmek
- YÜRÜNME
-
-
[isim]
Yürünmek işi
-
[isim]
Yürünmek işi
- YÜRÜTEN
-
-
[isim]
Yürüteç
- "Ona dört ayaklı yürütenlerden aldık, sevindi." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Yürüteç
- YÜRÜTEÇ
-
-
[isim]
Yeni yürümeye başlayan çocukların çabuk yürümelerini sağlayan araç, örümcek, yürüten
-
Yürüme sorunu olan kimselerin kullandığı araç, yürüten
-
[isim]
Yeni yürümeye başlayan çocukların çabuk yürümelerini sağlayan araç, örümcek, yürüten
- YÜRÜTME
-
-
[isim]
Yürütmek işi
-
Kanunları uygulama işi, icra
- "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır." (Anayasa)
-
Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
-
[isim]
Yürütmek işi