İçinde yü olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde YÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yü olan kelimeler listesine ya da Sonu yü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜPÜRME
-
-
[isim]
Yüpürmek işi
-
[isim]
Yüpürmek işi
- YERYÜZÜ
-
-
[isim]
Yer kabuğu
-
Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler
-
Dünya
- "Hayat bitip cümle mahlukat yeryüzünden silinince kıyamet borusunu bu üfürecektir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yer kabuğu
- YÜZSUYU
-
-
[isim]
Bir kimsenin onuru, haysiyeti
- "Hâlbuki Emin Efendi, feleğin çemberlerinden geçerek, kâh kuvvetlerin önünde diz çöküp yüzsuyu dökerek, kâh zayıflara çelme vurup tuzak kurarak bu mertebeye ulaşmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir kimsenin onuru, haysiyeti
- BÜYÜTME
-
-
[isim]
Büyütmek işi
-
Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse
- "O, filancanın büyütmesidir."
-
Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı
-
[isim]
Büyütmek işi
- YÜZÜLME
-
-
[isim]
Yüzülmek işi
-
[isim]
Yüzülmek işi
- BÜYÜCEK
-
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın
- "Bir dostumuzun teklifiyle İstanbul'da büyücek bir memuriyet almıştık." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın
- OKSİYÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sivrikuyruk
-
[isim]
Sivrikuyruk
- YÜKÜNME
-
-
[isim]
Yükünmek işi veya durumu
-
[isim]
Yükünmek işi veya durumu
- YÜZÜSTÜ
-
-
[zarf]
Yüzü yere gelecek biçimde
- "Dişçi, kendini yüzüstü bir kanepeye attı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Altı hücreyle cümle kapısının taş kemeri, kalın meşe tahtasından kapı kanatları yüzüstü kaldılar." (Kemal Tahir)
-
Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda
- "Evdeki işimi gücümü yüzüstü bıraktım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Yüzü yere gelecek biçimde
- YÜCELİŞ
-
-
[isim]
Yücelme işi veya biçimi
-
[isim]
Yücelme işi veya biçimi
- YÜZDECİ
- ...
- YÜCELME
-
-
[isim]
Yücelmek işi, itila
-
[isim]
Yücelmek işi, itila
- YÜRÜMEK
-
-
[nsz]
Adım atarak ilerlemek, gitmek
- "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." (Haldun Taner)
-
[-e]
Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek
- "Buz dağları güneye yürümüş."
-
Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek
- "Çocuk erken yürüdü."
-
Yayan gezmek, yayan gitmek
- "Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." (Ömer Seyfettin)
-
Yol almak
- "Biraz yürüyelim, geç kaldık."
-
[-e]
Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak
- "Dallara su yürümek."
-
[-e]
Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek
- "Asker kaleye yürüdü."
-
Faiz, hesap edilmek, işlemek
- "Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor?"
-
Geçmek, ilerlemek, değişmek
- "Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işte ileri gitmek
-
Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek
- "Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz demiştim." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Ölmek
- "O da yürümüş."
-
[nsz]
Adım atarak ilerlemek, gitmek
- TEMAYÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarafa eğilme, meyletme
- "Musiki ruhların en tabii temayülleri arasındadır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Yönseme
-
Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma
- "Yarının siyasetine yol açan fikirler, temayüller ilk önce bunlar arasında kaynaşır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir tarafa eğilme, meyletme
- YÜZBAŞI
-
-
[isim]
Orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay
-
[isim]
Orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay
- TEZAYÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğalma, artma
- "Kalamış'tan istimbota binildiği vakit neşeler tezayüt etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çoğalma, artma
- YÜREGİR
- ...
- YÜRÜTÜM
-
-
[isim]
Yürütme işi
-
Bir kararı, bir yargıyı yerine getirme, uygulama, infaz
- "Yasanın yürütümü. Bu yargının yürütümü."
-
[isim]
Yürütme işi
- YÜRÜTÜŞ
- ...
- YÜRÜTME
-
-
[isim]
Yürütmek işi
-
Kanunları uygulama işi, icra
- "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır." (Anayasa)
-
Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
-
[isim]
Yürütmek işi