İçinde yü olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde YÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yü olan kelimeler listesine ya da Sonu yü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜREGİR
- ...
- YÜZÜSTÜ
-
-
[zarf]
Yüzü yere gelecek biçimde
- "Dişçi, kendini yüzüstü bir kanepeye attı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Altı hücreyle cümle kapısının taş kemeri, kalın meşe tahtasından kapı kanatları yüzüstü kaldılar." (Kemal Tahir)
-
Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda
- "Evdeki işimi gücümü yüzüstü bıraktım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Yüzü yere gelecek biçimde
- YERYÜZÜ
-
-
[isim]
Yer kabuğu
-
Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler
-
Dünya
- "Hayat bitip cümle mahlukat yeryüzünden silinince kıyamet borusunu bu üfürecektir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yer kabuğu
- YÜCELME
-
-
[isim]
Yücelmek işi, itila
-
[isim]
Yücelmek işi, itila
- YÜRÜTEN
-
-
[isim]
Yürüteç
- "Ona dört ayaklı yürütenlerden aldık, sevindi." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Yürüteç
- YÜZERLİ
- ...
- YÜZLEME
-
-
[isim]
Yüzlemek işi
-
[isim]
Yüzlemek işi
- YÜZÜKSÜ
- ...
- YÜZBAŞI
-
-
[isim]
Orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay
-
[isim]
Orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay
- YÜCELİM
-
-
[isim]
Üst geçiş
-
[isim]
Üst geçiş
- YÜREĞİR
- ...
- YÜCELİK
-
-
[isim]
Yüce olma durumu, ulviyet
-
[isim]
Yüce olma durumu, ulviyet
- YÜRÜTME
-
-
[isim]
Yürütmek işi
-
Kanunları uygulama işi, icra
- "Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır." (Anayasa)
-
Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
-
[isim]
Yürütmek işi
- GÖKYÜZÜ
-
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- "Gökyüzünün başka rengi de varmış / Geç fark ettim taşın sert olduğunu." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Göğün görünen yüzeyi, sema
- TEMAYÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme
-
[isim]
Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme
- ÇÜRÜYÜŞ
-
-
[isim]
Çürüme işi veya biçimi
-
[isim]
Çürüme işi veya biçimi
- BÜYÜTEÇ
-
-
[isim]
Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
- "Büyüteç, teleskoba girdi, bize küçüklüğümüzü; mikroskoba girdi, büyüklüğümüzü öğretti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
- BÜYÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
-
[sıfat]
Büyüsü olmayan
- BÜYÜMEK
-
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- "Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
- "Küçücük gözlü, çokbilmiş suratlı, büyümüş de küçülmüş, kavruk bir oğlandı." (Haldun Taner)
-
Yetişmek
- "İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." (Aka Gündüz)
-
Yaşı artmak, yaşlanmak
- "Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." (Ömer Seyfettin)
-
Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
- "İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sayıca artmak
-
Genişlemek
- "Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Önem ve değer kazanmak
- "Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- BÜYÜCEK
-
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın
- "Bir dostumuzun teklifiyle İstanbul'da büyücek bir memuriyet almıştık." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Biraz büyük, büyüğe yakın