İçinde yokl olan 19 kelime var. İçerisinde YOKL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yokl olan kelimeler listesine ya da Sonu yokl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PLAJİYOKLAZLI, YOKLAYABİLMEK, YOKLAYIVERMEK
YOKLAYABİLME, YOKLAYIVERME
PLAJİYOKLAZ
YOKLAMACI, YOKLANMAK, YOKLAŞMAK, YOKLATMAK, YOKLUKSUZ
YOKLAMAK, YOKLANMA, YOKLAŞMA, YOKLATMA, YOKLAYIŞ, YOKLUKLU
YOKLAMA
YOKLUK
K L O Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KOL, KOY, LOK, YOK, YOL
2 Harfli Kelimeler
OK, OL, OY, YO
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PLAJİYOKLAZLI
- ...
- YOKLAYIVERMEK
- ...
- YOKLAYABİLMEK
- ...
- YOKLAYIVERME
- ...
- YOKLAYABİLME
- ...
- PLAJİYOKLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dilinimleri birbirine göre eğik bir durumda kalsiyum ve sodyum içeren feldspat
-
[isim]
Dilinimleri birbirine göre eğik bir durumda kalsiyum ve sodyum içeren feldspat
- YOKLAŞMAK
- ...
- YOKLATMAK
-
-
[-i]
Yoklama işini yaptırmak
-
[-i]
Yoklama işini yaptırmak
- YOKLANMAK
-
-
[nsz]
Yoklama işine konu olmak
-
[nsz]
Yoklama işine konu olmak
- YOKLAMACI
-
-
[isim]
Kalelerdeki savaş araç ve gereçlerini bakımdan geçirmek için başşehirden gönderilen görevli
-
Künye defterine göre askerin bakımı ve denetimiyle görevli kimse
-
[isim]
Kalelerdeki savaş araç ve gereçlerini bakımdan geçirmek için başşehirden gönderilen görevli
- YOKLUKSUZ
- ...
- YOKLATMA
-
-
[isim]
Yoklatmak işi
-
[isim]
Yoklatmak işi
- YOKLAMAK
-
-
[-i]
El ile dokunarak incelemek
- "Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım." (Refik Halit Karay)
-
Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek
-
Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak
- "Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım." (Sermet Muhtar Alus)
-
Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek
- "Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ara sıra etkisini göstermek
- "İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor."
-
Aramak, araştırmak
- "Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
El ile dokunarak incelemek
- YOKLAŞMA
- ...
- YOKLAYIŞ
- ...
- YOKLUKLU
- ...
- YOKLANMA
-
-
[isim]
Yoklanmak işi
-
[isim]
Yoklanmak işi
- YOKLAMA
-
-
[isim]
Yoklamak işi, kontrol
- "Müdür sıkı bir kasket yoklaması yapıyor, kapıdan kuş uçurtmuyordu." (Rıfat Ilgaz)
-
Bir topluluğu oluşturan üyelerin belli bir zaman ve yerde bulunup bulunmadığını anlamak için yapılan sayma işlemi
- "Okulda sınıf yoklaması. Asker yoklaması. Emekli yoklaması."
-
Okullarda öğrencilerin bilgisini anlamak için yapılan sınav
- "Yazılı yoklama. Sözlü yoklama."
-
[isim]
Yoklamak işi, kontrol
- YOKLUK
-
-
[isim]
Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı
- "Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi." (Tarık Buğra)
-
Fakirlik, yoksulluk
- "Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hiçlik
-
[isim]
Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı