İçinde yna olan 8 harfli 19 kelime var. İçerisinde YNA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yna olan kelimeler listesine ya da Sonu yna ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A N Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AYN, YAN

2 Harfli Kelimeler

AN, AY, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇİZOYNAT
...
KAYNATIŞ
...
KELAYNAK

  1. [isim] Leylekgillerden, yeryüzünde yalnız Birecik'te, Fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan, başı tüysüz, soyu tükenme tehlikesi altında olan, uzun gagalı bir kuş (Geronticus eremita)

BEYNAMAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Namaz kılmayan (kimse)

KAYNAKÇA

  1. [isim] Belli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser, bibliyografya, bibliyografi

OYNAKLIK

  1. [isim] Oynak olma durumu
  2. Oynakça davranış
    • "Kadınlarında ne bir oynaklık, erkeklerinde ne bir haşarılık." (Refik Halit Karay)

KAYNATMA

  1. [isim] Kaynatmak işi

OYNAŞLIK

  1. [isim] Oynaşın işi veya mesleği
    • "Para ile gart garılara oynaşlık ediyormuşsun, diye arsız arsız sırıtmıştı." (Haldun Taner)

KAYNAKÇI

  1. [isim] Kaynak yapan kimse

KAYNAKLI

  1. [sıfat] Belli bir kaynaktan gelen
    • "Londra kaynaklı bir habere göre..."
  2. Kaynak yapılmış

KAYNAŞMA

  1. [isim] Kaynaşmak işi
    • "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." (Haldun Taner)
  2. Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik
  3. Huzursuzluk
    • "Meclisteki kaynaşmalar yatıştı ve normal bir durum sağlanabildi mi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KAYNAŞLI
...
OYNANMAK

  1. [nsz] Oynama işine konu olmak
    • "O gece orada ne oynanacağına bakmadan içeri daldılar." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Herhangi biri oynamak

KAYNARCA

  1. [isim] Kaynak
  2. Sıcak su kaynağı
  3. Hastalara kaynatılarak içirilen pekmez, yağ ve baharat karışımı

OYNATMAK

  1. [-i] Oynamasını sağlamak
    • "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." (Peyami Safa)
  2. Kımıldamasına yol açmak
    • "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [nsz] Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak
    • "Ayı oynatmak."
  4. [nsz] Bir araç, gereç kullanmak
    • "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?" (Ömer Seyfettin)
  5. [nsz] Aklını yitirmek
    • "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Korkutmak, heyecanlandırmak
    • "Yüreğimi oynattın."
  7. Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak
    • "Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor."
  8. [nsz] Sahneye koymak
    • "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız." (Halide Edip Adıvar)

KAYNAŞIK

  1. Birbirine kaynamış, kaynaşmış
  2. Kıpırdak, oynak (kadın)

KAYNAYIŞ

  1. [isim] Kaynama işi veya biçimi

OYNAŞMAK

  1. [nsz] Birbiriyle oynamak
    • "Kardeşleri ile oynaşıyor, güreşiyor ve onları yeniyordu." (Ahmet Hikmet)
  2. Âşıktaşlık etmek
    • "Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir." (Sait Faik Abasıyanık)

KAYNAMAK

  1. [nsz] Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
    • "Su, 100 °C'de kaynar."
  2. Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
    • "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
  3. Yerden çıkmak
    • "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
  5. Yara kapanmak, iyileşmek
  6. Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
    • "Şıra kaynamış."
  7. Mide ekşimek
  8. Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
    • "Deniz kaynıyor."
  9. Çok miktarda bulunmak
    • "Burada karıncalar kaynıyor."
  10. Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
    • "Burada bir iş kaynıyor."
  11. Gerektiği gibi yapılamamak
    • "Lafa daldık, ders kaynadı."
  12. Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
    • "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  13. Coşmak, heyecanlanmak
  14. Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
  15. Arada kaybolmak
    • "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü