İçinde yl olan 9 harfli 70 kelime var. İçerisinde YL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yl olan kelimeler listesine ya da Sonu yl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HUSUSUYLA
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Özellikle
                    
                    
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Özellikle
                    
                    
 - LAYIKIYLA
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Gerektiği gibi, gerektiğince
                    
                    
- "Düşmanın ancak bir bataryası var lakin bizim martinelli layıkıyla cevap veriyor." (Ömer Seyfettin)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Gerektiği gibi, gerektiğince
                    
                    
 - YARBAYLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yarbay rütbesi veya yarbayın görevi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yarbay rütbesi veya yarbayın görevi
                    
                    
 - LEYLEKLER
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Leyleksiler takımının bir alt takımı (Ciconiiformes)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Leyleksiler takımının bir alt takımı (Ciconiiformes)
                    
                    
 - ONAYLAMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek
                    
                    
- "Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." (Salâh Birsel)
 
 - 
                    
                        Denetlemek, doğrulamak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek
                    
                    
 - AĞABEYLİK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Ağabey olma durumu
                    
                    
- "Doğrusu, o bana ağabeylik etti."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ağabey olma durumu
                    
                    
 - BAYLANLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Zenginlik
                    
                    
- "Dokuz ay on gün sonra da Hacı doğdu. Bolluk baylanlık içinde büyütüldü." (Tarık Dursun K)
 
 - 
                    
                        Şımarıklık, naz, işve
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Zenginlik
                    
                    
 - YAYLADERE
 - ...
 - SÖYLEŞİCİ
 - ...
 - BÖYLESİNE
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Bu tarzda, bu biçimde
                    
                    
- "Doğrusu ondan böylesine bir dostluk, böylesine bir özveri beklemiyordum." (Erhan Bener)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Bu tarzda, bu biçimde
                    
                    
 - EŞEYLİLİK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Eşeyli canlının durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Eşeyli canlının durumu
                    
                    
 - KOLAYLAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kolaylamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kolaylamak işi
                    
                    
 - OYLUMLUCA
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Hacimlice
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Hacimlice
                    
                    
 - ÇAYLAKLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Toyluk, deneyimsizlik, acemilik
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Toyluk, deneyimsizlik, acemilik
                    
                    
 - AFFEYLEME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Affeylemek işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Affeylemek işi
                    
                    
 - PAYLATMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Birinin, başkasını paylamasına sebep olmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Birinin, başkasını paylamasına sebep olmak
                    
                    
 - SURETİYLE
 - ...
 - ALAYLILIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Alaylı olma durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Alaylı olma durumu
                    
                    
 - KÖYLEŞMEK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Köy durumuna gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Köy durumuna gelmek
                    
                    
 - KALAYLAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kalaylamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kalaylamak işi