İçinde yl olan 5 harfli 21 kelime var. İçerisinde YL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yl olan kelimeler listesine ya da Sonu yl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PAYLI
-
-
[sıfat]
Hisseli, hissedarları olan
-
[sıfat]
Hisseli, hissedarları olan
- TÜYLÜ
-
-
[sıfat]
Tüyü olan
- "İki dakika içinde etrafıma, ayağımın altındaki tüylü halıya baktım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Uzun tüyleri olan kilim
-
[sıfat]
Tüyü olan
- YAYLI
-
-
[sıfat]
Yayı olan
- "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
-
Ok ve yayla silahlanmış
-
[isim]
Üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek arabası, yaylı araba
- "Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[sıfat]
Yayı olan
- SOYLU
-
-
[sıfat]
Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil
- "Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir." (Necati Cumalı)
-
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
- "İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu." (Tarık Buğra)
-
Saygı uyandıran, yücelik taşıyan
- "Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Soyu iyi nitelikli olan, iyi cins soydan gelen (at vb.)
-
[sıfat]
Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil
- EYLÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı
- BÖYLE
-
-
[sıfat]
Bunun gibi, buna benzer
- "Ah Şaban'ın böyle bir çocuğu, böyle bir karısı olsaydı!" (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Bu yolda, bu biçimde, hakeza
- "Böyle acıklı şeyleri ne diye yazıyorum bilmem ki?" (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Bu derece
- "Böyle bir sevmek görülmemiştir." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz
- "Maşallah, dedi, nereden teşrif böyle?" (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bunun gibi, buna benzer
- ŞÖYLE
-
-
[zarf]
Şunun gibi, şuna benzer biçimde
- "O zamanlar, şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Uyumak şöyle dursun, biraz dinlenmek bile mümkün olmadı."
- "Hakkında yanlış işlem yapılmıştır. Şöyle ki..."
-
Şu yolda, şu biçimde, aşağı yukarı
- "Kendisi lisedeki ilk zamanlarını şöyle anlatmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zarf]
Şunun gibi, şuna benzer biçimde
- AYLIK
-
-
[isim]
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
- "Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bir ay içinde olan
- "Aylık kazanç."
-
[sıfat]
Bir ay süren
- "Aylık iş."
-
[sıfat]
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
- "Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi."
-
[sıfat]
Belirli aydan beri var olan
- "Üç aylık çocuk..."
-
[zarf]
Ay olarak, bir ay için
- "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı." (Erhan Bener)
-
[isim]
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
- AYLAK
-
-
İşsiz, boş gezen, avare (kimse)
-
İşsiz, boş gezen, avare (kimse)
- LEYLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yatılı
- "Orada Amerikan mektebine leyli verdi." (Peyami Safa)
-
Geceye özgü
- "Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Yatılı
- HUYLU
-
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- "Oğlum benden daha iyi huylu, daha ciddi olsun." (Refik Halit Karay)
-
İşkilli, kuşkulu
-
Ürkek, sinirli (binek hayvanı)
- "Bu at huyludur."
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- MUYLU
-
-
[isim]
Başka bir parça için dönme ekseni görevini yapan, silindir biçiminde parça
-
Bir milin yatağında dönmesini sağlayan bölüm
-
Bir top namlusunun iki yanına tutturulan miller
-
[isim]
Başka bir parça için dönme ekseni görevini yapan, silindir biçiminde parça
- EYLEM
-
-
[isim]
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
- "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez." (Anayasa)
- "Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz." (Anayasa)
-
Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası
- "Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı." (Atilla İlhan)
-
Fiil
-
[isim]
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
- UYLUK
-
-
[isim]
Kalçadan dize kadar olan bacak bölümü
- "Kalçalarının ve uyluklarının her basamakta aldığı şekil, kalbinde dayanılmaz heyecanlar alevlendiriyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kalçadan dize kadar olan bacak bölümü
- RAYLI
- ...
- BOYLU
-
-
[sıfat]
Boyu olan
- "Hatırlayabildiğim kadar annem orta boylu idi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Boyu benzerlerinden uzun olan
- "Sahneye birbirinden enli ve boylu dört taze birbiri ardınca girdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Boyu olan
- ÇAYLI
-
-
[sıfat]
İçinde çay bulunan
-
[sıfat]
İçinde çay bulunan
- OYLUM
-
-
[sıfat]
İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş
-
[isim]
Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı
-
[isim]
Hacim
-
[sıfat]
İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş
- HAYLİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Epey, oldukça çok
- "Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Oldukça
- "Hayli yoruldum."
-
[sıfat]
Epey, oldukça çok
- KÖYLÜ
-
-
[sıfat]
Köyde yaşayan veya köyde doğmuş olan
- "Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun / Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini." (Ömer Bedrettin Uşaklı)
-
[isim]
Köydeş
- "Hasan benim köylümdür."
-
[isim]
Köy halkı
- "Köylüleri, özellikle onları çok iyi tanıyordu." (Tarık Buğra)
-
Kaba, anlayışsız
- "Otomobilin içinden köylü kılıklı, tıknaz bir adam çıktı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Köyde yaşayan veya köyde doğmuş olan