İçinde yeti olan 8 harfli 10 kelime var. İçerisinde YETİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yeti olan kelimeler listesine ya da Sonu yeti ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

YETİ

3 Harfli Kelimeler

ETİ, İYE

2 Harfli Kelimeler

ET, EY, İT, TE, Tİ, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YETİNGEN

  1. [sıfat] Kanaatkâr

MANYETİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Mıknatısla ilgili, kendinde mıknatıs özellikleri bulunan
  2. [isim] Yüzeyine manyetik kayıt yoluyla bilginin depolanabildiği mıknatıslanabilir kaplaması olan plak şekilli tabaka

YETİŞMİŞ

  1. [sıfat] Gereken niteliğe veya olgunluğa erişmiş
    • "Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır." (Falih Rıfkı Atay)

YETİNMEK

  1. [-le] Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, kanaat etmek, iktifa etmek
    • "Çaydan hazzetmez, sabah kahvaltılarında dahi kahveyle yetinir." (Atilla İlhan)

MANYETİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mıknatıs özelliği olan doğal demir oksidi (Fe2O4)

YETİMLİK

  1. [isim] Yetim olma durumu, babasızlık

SOSYETİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sosyete ile ilgili
  2. Yüksek sınıfın yaşama biçimine özenen, asortik

YETİŞKİN

  1. [sıfat] Yetişmiş, olgunlaşmış
  2. Evlenme çağına gelmiş (kız)
    • "Hem de yetişkin, yosma bir kadın beni erkek yerine koymuştu." (Necati Cumalı)
  3. Beden, ruh ve duygu bakımlarından olgunluğa erişmiş olan (kimse)
  4. Gelişimin herhangi bir yönünde veya tümünde duraklama düzeyine erişmiş olan
  5. [isim] Kanunların belirttiği belli bir yaşı aşmış, toplumsal sorumluluklarını bilme durumunda olan genç

YETİŞMEK

  1. [-e] Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
    • "Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." (Ömer Seyfettin)
  2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
    • "Bu giysi yarına yetişmeli."
  3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
    • "Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
    • "Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Değmek, uzanıp dokunabilmek
    • "Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez."
  6. Vakit bulmak, yapabilmek
    • "Ben bu kadar işe yetişemem."
  7. [nsz] Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
    • "Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir."
  8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak
    • "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
  9. [nsz] Üremek, büyümek, olmak
    • "Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  10. [-de] Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
    • "İşte bu kadronun içinde yetişecektim ben." (Yusuf Ziya Ortaç)
  11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
  12. Yardım etmek, yardımına koşmak
    • "Tam o sırada talih imdadıma yetişti." (Refik Halit Karay)

YETİRMEK

  1. [-i] Bitirmek, tamamlamak
  2. Besleyip büyütmek, yetiştirmek
  3. Yetiştirmek, idare etmek
    • "Parayı yetirmek."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü