İçinde ye olan 7 harfli 236 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EHLİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürücü belgesi
-
Ustalık, uzluk
- "Üstat, ehliyetin son olgunluk merhalesini ifade ettiğinden yaş, baş ve sakal mefhumlarını da ihtiva ederdi." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Sürücü belgesi
- YETKELİ
-
-
[sıfat]
Otoritesi olan
-
[sıfat]
Otoritesi olan
- KASİYER
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kasa başında oturarak para alıp kasa fişi veren kimse, kasadar
-
[isim]
Kasa başında oturarak para alıp kasa fişi veren kimse, kasadar
- TESVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz duruma getirme, düzleme
-
Ödeme, verme
-
Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt
-
[isim]
Düz duruma getirme, düzleme
- YENİKLİ
- ...
- VİLAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İl
- "İki haftadan beri komşu vilayetleri kasıp kavuran dayanılmaz sıcaklar burada..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Valilik
-
[isim]
İl
- ÖLESİYE
-
-
[zarf]
Ölecek kadar
- "Yusuf Efendi seni ölesiye seviyor Feride, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Ölecek kadar
- YEDİRİŞ
- ...
- YETİŞİM
-
-
[isim]
Belirli bir düzeyde eğitim görme, formasyon
- "Yetişimi güçlü bir genç."
-
[isim]
Belirli bir düzeyde eğitim görme, formasyon
- EMNİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güvenlik
- "Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Arkadaşının emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi." (Mahmut Yesari)
-
Güven, inanma, itimat
- "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Polis işleri
-
Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer
- "Emniyet müdürlüğü."
-
Bir araçta güven sağlayıcı parça
-
[isim]
Güvenlik
- YEDİGİR
- ...
- FITRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğuştancılık
-
[isim]
Doğuştancılık
- GAYESİZ
-
-
[sıfat]
Amacı olmayan
-
[sıfat]
Amacı olmayan
- DÖPİYES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Etek ceketten oluşan iki parçalı kadın giysisi
-
[isim]
Etek ceketten oluşan iki parçalı kadın giysisi
- YEMİNLİ
-
-
[sıfat]
Açıklamasını yemin ederek yapan
- "Yeminli tanık."
-
Bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yemin etmiş kimse
-
[sıfat]
Açıklamasını yemin ederek yapan
- YEMLEME
-
-
[isim]
Yemlemek işi
-
Tuzağa veya oltaya takılan yem
-
Bir kimseyi elde edecek, kandıracak biçimde davranma
- "Hacı Ömer, beni bir kere de bir söz rüşveti ile yemlemeye çalıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ağızotu
-
[isim]
Yemlemek işi
- YENİRCE
-
-
[isim]
Kemik ve diş dokusunun harap olması durumu
-
Frengi
-
Gittikçe genişleyen yara
-
[isim]
Kemik ve diş dokusunun harap olması durumu
- ETYEMEZ
-
-
[isim]
Etyemezlik rejimini uygulayan kimse, vejetaryen
-
[isim]
Etyemezlik rejimini uygulayan kimse, vejetaryen
- ŞEMSİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- "Camın dışından şemsiyeleriyle geçen insanları seyre daldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Genellikle plajlarda, bahçelerde kullanılan büyük güneşlik
- "Plaj şemsiyesi. Bahçe şemsiyesi."
-
Aynı noktadan çıkan eşit uzunluktaki sapçıkların ucunda bulunan çiçek topluluğu
-
[isim]
Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya
- RİVAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söylenti
- "O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti." (Falih Rıfkı Atay)
- "Son nefesini vermeden önce, biraz daha ışık, diye söylendiği rivayet edilir." (Haldun Taner)
-
Bir olay, bir haber veya sözü nakletme
- "Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Söylenti