İçinde ye olan 6 harfli 109 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YELEME
-
-
[sıfat]
Havai
-
[sıfat]
Havai
- YEKTEN
-
-
[zarf]
Birden, birdenbire
- "Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Durup dururken
-
[zarf]
Birden, birdenbire
- YENGEÇ
-
-
[isim]
Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek
-
[isim]
Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek
- JÜLYEN
- ...
- IYDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayram kutlaması
-
Bayramlarda din ve devlet büyüklerine sunulan kaside
-
[isim]
Bayram kutlaması
- SANİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir dakikanın altmışta biri olan zaman birimi
- "Bütün bu hadise hemen bir yirmi saniye içinde olup bitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir derecenin altmışta biri
-
Fizik ve mekanikte zaman birimi
-
[isim]
Bir dakikanın altmışta biri olan zaman birimi
- YENMEK
-
-
[-i]
Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek
- "Kahramanlar daima yenmek veya düşmanlarını yendikten sonra da yine yenecek düşman bulmak isterler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kazanmak, ütmek
-
Tutmak, bastırmak
- "Öfkemi yenmek için Ömer ile konuşuyorum, ona kaplan avı hikâyeleri anlatıyorum." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek
- BADİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöl
- "Bütün İslam diyarlarından, Afrika'nın badiyelerinde Müslümanlar hep bir Mehdi'yi beklerler." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Çöl
- YELPİK
-
-
[isim]
Nefes darlığı
-
[isim]
Nefes darlığı
- NAHİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bucak
- "Kendi kazamızın beş on saat ötesinde bir nahiye merkezinde bulunuyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bölge
-
[isim]
Bucak
- YERSİZ
-
-
[sıfat]
Barınacak yeri olmayan
-
Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız
- "Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz." (Behçet Necatigil)
-
[sıfat]
Barınacak yeri olmayan
- HAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
- MALİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü
- "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır." (Anayasa)
-
Konusu bu kuralları incelemek olan bilim dalı
-
Devlet gelir ve giderlerini yöneten kuruluş
- "Maliyede çalışıyor."
-
[isim]
Kamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü
- VİNYET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif
-
[isim]
Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif
- İYELİK
-
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet
- ASLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temel, esas
-
[isim]
Temel, esas
- SOVYET
- ...
- ŞEŞYEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün birli gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün birli gelmesi
- NEREYE
-
-
[zarf]
Hangi yere?
- "Kitabı nereye koydun?"
-
[zarf]
Hangi yere?
- YEMENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent
- "Genç güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü." (Aka Gündüz)
-
Bir tür hafif ve kaba ayakkabı
- "Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent