İçinde ye olan 6 harfli 109 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temel, esas
-
[isim]
Temel, esas
- YEDİSU
- ...
- YELELİ
-
-
[sıfat]
Yelesi olan (hayvan)
-
[sıfat]
Yelesi olan (hayvan)
- YETMEK
-
-
[nsz]
Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- "Hasan'ın gücü yetse belki de dayak atacak." (Halide Edip Adıvar)
- "Onun okudukları ona yeter de artar bile." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yeter ki biri ona iyice bakmış, oturup onunla konuşmuş olsun!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Yeterli sebep olmak
- "Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter."
-
Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek
- "Bu zulüm artık yeter!"
-
[-e]
Başkasına gereksinim duymamak, kendine yetmek
- "Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir." (Haldun Taner)
-
[-e]
Bir yaşa erişmek, ulaşmak
- "At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli." (Dadaloğlu)
-
Olgunlaşmak
-
[nsz]
Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- ESPİYE
- ...
- HİJYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sağlık bilgisi
-
Sağlık koruma, hıfzıssıhha
-
[sıfat]
Sağlıklı
-
[isim]
Sağlık bilgisi
- YERÖTE
-
-
[isim]
Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç
-
[isim]
Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç
- YERMEK
-
-
[-i]
Kötülüklerini söylemek, zemmetmek
-
Birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, övmek karşıtı
-
Beğenmemek, hoşlanmamak, tiksinmek
-
[-i]
Kötülüklerini söylemek, zemmetmek
- TABİYE
- ...
- KAZİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Önerme
-
[isim]
Önerme
- YELKEN
-
-
[isim]
Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü
- "Rıhtıma kurumak üzere yelkenler serilmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." (Salâh Birsel)
- "Ben böyle çıkışınca ister istemez yelkenleri suya indiriyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yelkenli
- "Yelken yarışları."
-
[isim]
Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü
- HİKAYE
- ...
- ATÖLYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Zanaatçıların veya resim, heykel sanatlarıyla uğraşanların çalıştığı yer, işlik
-
[isim]
Zanaatçıların veya resim, heykel sanatlarıyla uğraşanların çalıştığı yer, işlik
- MAHİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aylık
-
[zarf]
Aylık olarak
-
[isim]
Aylık
- ZİLYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci
-
[isim]
Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci
- ANTİYE
- ...
- HAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
-
[isim]
Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif
- YERSİZ
-
-
[sıfat]
Barınacak yeri olmayan
-
Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız
- "Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz." (Behçet Necatigil)
-
[sıfat]
Barınacak yeri olmayan
- YETMİŞ
-
-
[isim]
Altmış dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 70, LXX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Yedi kere on, altmış dokuzdan bir artık
-
[isim]
Altmış dokuzdan sonra gelen sayının adı
- YENİCİ
-
-
[sıfat]
Yenen, üstün gelen, mağlup eden
-
[sıfat]
Yenen, üstün gelen, mağlup eden