İçinde ye olan 6 harfli 109 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZİLYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci

YERİNE

  1. [zarf] Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
    • "Bana haftalık yerine gündelik ver." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Başkasının adına
    • "Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı." (Haldun Taner)
  3. [isim] Alegori

BADİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çöl
    • "Bütün İslam diyarlarından, Afrika'nın badiyelerinde Müslümanlar hep bir Mehdi'yi beklerler." (Ömer Seyfettin)

YELKEN

  1. [isim] Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü
    • "Rıhtıma kurumak üzere yelkenler serilmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." (Salâh Birsel)
    • "Ben böyle çıkışınca ister istemez yelkenleri suya indiriyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yelkenli
    • "Yelken yarışları."

SURİYE
...
YENGEN

  1. [isim] Yemesi hoş nesne
  2. İçine peynir ve sucuk konularak hazırlanan tost

ATELYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bakınız atölye

YEKTEN

  1. [zarf] Birden, birdenbire
    • "Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Durup dururken

YETMEK

  1. [nsz] Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
    • "Hasan'ın gücü yetse belki de dayak atacak." (Halide Edip Adıvar)
    • "Onun okudukları ona yeter de artar bile." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Yeter ki biri ona iyice bakmış, oturup onunla konuşmuş olsun!" (Memduh Şevket Esendal)
  2. [-e] Yeterli sebep olmak
    • "Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter."
  3. Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek
    • "Bu zulüm artık yeter!"
  4. [-e] Başkasına gereksinim duymamak, kendine yetmek
    • "Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir." (Haldun Taner)
  5. [-e] Bir yaşa erişmek, ulaşmak
    • "At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli." (Dadaloğlu)
  6. Olgunlaşmak

YELMEK

  1. [-e] Aceleyle, telaşla koşmak

MAİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler

LUTİYE
...
ÜYELİK

  1. [isim] Üye olma durumu
    • "Ara sıra bazı kimselerin bu banka idare meclisi üyeliklerine tayininde vetosunu dayatmaya kalkıştığını işittim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Meclis çalışmalarına özürsüz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayanların üyeliğinin düşmesine karar verilir." (Anayasa)

YELELİ

  1. [sıfat] Yelesi olan (hayvan)

YEMLİK

  1. [isim] Hayvanlara yem verilen yer veya kap
    • "Bir avuç arpa fazla atar yemliğine, bir kamçı eksik vurur." (Abbas Sayar )
  2. [sıfat] Yem için ayrılan
    • "Yemlik ot."
  3. Rüşvet, arpalık
  4. Karşılıksız geçim sağlanan yer veya kimse
  5. Kumarda kandırılıp parası alınan kimse

YEMENİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent
    • "Genç güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü." (Aka Gündüz)
  2. Bir tür hafif ve kaba ayakkabı
    • "Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı." (Memduh Şevket Esendal)

KAFİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uyak
  2. Halk edebiyatında ayak

VİZYER
...
HAFİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özel soruşturmalarla edindiği bilgileri ilgililere ileten kimse, dedektif

ÇAYELİ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü