İçinde ye olan 5 harfli 86 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PİYES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oynanmak için yazılmış eser, tiyatro eseri veya oyunu, oyun
- "Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik, sevdiğimiz piyesleri seyrederdik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Oynanmak için yazılmış eser, tiyatro eseri veya oyunu, oyun
- HUSYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Er bezi, testis
-
[isim]
Er bezi, testis
- YELME
-
-
[isim]
Yelmek işi
-
[isim]
Yelmek işi
- YETKİ
-
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
- "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
- "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
- YERLİ
-
-
[sıfat]
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
- "Yerli dolap. Yerli sedir."
-
Belli bir bölgede yetişen
- "Yerli muz. Yerli meyve."
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
- "Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan kimse
- "Ben buranın yerlisiyim, siz yabancı ve belki de geçicisiniz." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
- YEĞNİ
-
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
-
Ciddi olmayan
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
- SEDYE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere
- "Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere
- YERME
-
-
[isim]
Yermek işi, zem
- "Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yermek işi, zem
- SİYER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
- KIYYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okka
-
[isim]
Okka
- YEKDÜ
- ...
- DİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret
- "Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret
- YEKUN
- ...
- PENYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
-
Bu kumaştan yapılmış üst giysisi
-
[isim]
Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
- YETİK
-
-
[sıfat]
Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
-
Bilgili, olgun
- "Açarım bu işi. Ben açamam da aklı yetik bir komşuya açtırırım." (Abbas Sayar )
-
[sıfat]
Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
- YEDİZ
-
-
[sıfat]
Yedisi bir arada doğan (çocuk)
-
[sıfat]
Yedisi bir arada doğan (çocuk)
- ABİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gösterişli, göz alıcı öğleden sonra veya özel gecelerde giyilen şık giysi, tuvalet
-
[isim]
Gösterişli, göz alıcı öğleden sonra veya özel gecelerde giyilen şık giysi, tuvalet
- BİYEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş hareketli çubuk
-
[isim]
Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş hareketli çubuk
- YEMCİ
-
-
[isim]
Yem satan kimse
-
[isim]
Yem satan kimse
- YELEÇ
-
-
[sıfat]
Havadar
-
[sıfat]
Havadar