İçinde ye olan 3 harfli 8 kelime var. İçerisinde YE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ye olan kelimeler listesine ya da Sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EY, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YER
-
-
[isim]
Dünya
- "Yer bakır gök demir kesilmiş, günlerden beri deniz karış karış aranmış, balık yoktur." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sinemada zar zor bir yer bulduk."
- "Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı." (Mahmut Yesari)
- "Hakkın var imam, hakkın var, yerden göğe kadar hakkın var." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
- "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu maddede yer alan genel sıralama sebepleri temel hak ve hürriyetleri tümü için geçerlidir." (Anayasa)
- "Aklımda yer etmiş olmalı ki mahalleden çıkarken biliyordum oraya gideceğimi." (Orhan Pamuk)
- "Hanımların içinde rezil olmuştur, yer yarılsa da içine geçsem diye aklından geçmiştir." (Haldun Taner)
-
Gezinilen, ayakla basılan taban
- "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu." (Haldun Taner)
- "Herkes onun az zamanda büyük yer tutacağını, bir zaman gelip sefir, nazır olacağını söylüyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından ... yerine getirilir." (Anayasa)
-
Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge
- "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kadınlara yer vermek alışkanlığı da olmadığından, çok kez ayakta kalır." (Erhan Bener)
-
Durum, konum, vaziyet
- "Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir."
-
Ülke
-
Görev, makam
- "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Önem
- "Uçağın yurt savunmasındaki yeri."
-
İz
-
Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa
- "Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar."
-
Ekime elverişli toprak parçası, arazi
- "Çorak yerde ot bitmez."
-
Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal
- "Toplantı yeri. Kaza yeri."
-
Otel, motel vb.nde kalınacak oda
- "Yeriniz var mı?"
-
Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye
- "Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi." (Haldun Taner)
-
Durum, konum
- "Sen benim yerimde olsan ne yapardın?"
-
[isim]
Dünya
- YEN
-
-
[isim]
Giysi kolu
- "Yalnız ellerini yıkadı, kuruladı, yenlerini indirdi." (Ömer Seyfettin)
-
Yılanyastığıgiller, muzgiller vb. bitki familyalarında, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı
-
[isim]
Giysi kolu
- İYE
-
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip
- YEL
-
-
[isim]
Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr
-
Romatizma ağrısı
-
Kalın bağırsaktaki gaz
-
[isim]
Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr
- ÜYE
-
-
[isim]
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
- "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Herhangi bir iş yerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlanamaz." (Anayasa)
-
Omurgalılarda, kol ve bacaklar
-
[isim]
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
- YEĞ
-
-
[sıfat]
Bir başkasından daha çok beğenilip tercih edilen, üstün görülen, müreccah
-
[sıfat]
Bir başkasından daha çok beğenilip tercih edilen, üstün görülen, müreccah
- YEM
-
-
[isim]
Hayvan yiyeceği
-
Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne
- "İtina ile iğneye yemi taktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ağızotu
-
Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey
-
[isim]
Hayvan yiyeceği
- YEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir, tek
-
[sıfat]
Bir, tek