İçinde yaş olan 7 harfli 13 kelime var. İçerisinde YAŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yaş olan kelimeler listesine ya da Sonu yaş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
YAŞ
2 Harfli Kelimeler
AŞ, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAŞATIŞ
- ...
- YAŞATMA
-
-
[isim]
Yaşatmak işi
-
[isim]
Yaşatmak işi
- YAŞAMAK
-
-
[nsz]
Canlılığını, hayatını sürdürmek
- "Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." (Atilla İlhan)
-
Sağ olmak
- "Deden yaşıyor mu?"
-
Varlığını sürdürmek
- "Balıklar suda yaşar."
-
Oturmak, eğleşmek
- "Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak."
-
Geçinmek
- "Bu kazançla yaşamak kolay değil."
-
Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak
- "Bekâr yaşamak. Tek başına yaşamak."
-
Görüp geçirmek, başından geçmek
- "Balkan Savaşı'nın bütün acılarını yaşamış bir ailenin kızıydı." (Necati Cumalı)
-
Sürmek, devam etmek
- "Onun anısı hep yaşayacak."
-
Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
- "Tek başına manevra yapan bir lokomotif rahatlığı ile hayatını yaşıyor." (Haldun Taner)
-
Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
- "Bu iş olursa yaşadık."
-
Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
- "Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Canlılığını, hayatını sürdürmek
- YAŞARMA
-
-
[isim]
Yaşarmak işi
-
[isim]
Yaşarmak işi
- YAŞLICA
-
-
[sıfat]
Biraz yaşlı olan
- "Yaşlıca bir erkekle biraz paytakça bir kadın ağır ağır yürüyorlardı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Biraz yaşlı olan
- GÖZYAŞI
-
-
[isim]
Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)
- "Her kadının gözyaşını dindireceğine kaniydi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)
- YAŞANTI
-
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
-
Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü
-
Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat
- "Köy yaşantısı."
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
- YAŞANIŞ
- ...
- YAŞANMA
-
-
[isim]
Yaşanmak işi veya durumu
-
[isim]
Yaşanmak işi veya durumu
- YAŞAYIŞ
-
-
[isim]
Yaşama işi veya biçimi
- "Kendi dilimden, kendi sözlerimden, kendi yaşayışımızdan, şiirimizden..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yaşama işi veya biçimi
- YAŞANAK
-
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
-
[isim]
Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu araç, kuvöz
- YAŞINDA
-
-
bir yaşında
- "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Çocuk daha yaşında değil."
- "Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler." (Anayasa)
-
bir yaşında
- YAŞASIN
-
-
[ünlem]
Yaşa, kahrolsun karşıtı
-
[ünlem]
Yaşa, kahrolsun karşıtı