İçinde yas olan 7 harfli 23 kelime var. İçerisinde YAS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yas olan kelimeler listesine ya da Sonu yas ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SAY, YAS
2 Harfli Kelimeler
AS, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Politika
- "Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır." (Halide Edip Adıvar)
-
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış
-
[isim]
Politika
- YASTAMA
-
-
[isim]
Yastamak işi
-
[isim]
Yastamak işi
- KİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
- YASASIZ
-
-
[sıfat]
Yasaya bağlı olmayan, kanunsuz
-
[sıfat]
Yasaya bağlı olmayan, kanunsuz
- YASSICA
-
-
[sıfat]
Yassı durumda
- "Kaşlarının arası açık da uçları samur gibi; yassıca bir burnu, büyükçe bir ağzı var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yassı durumda
- ZİYASIZ
-
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- "Yorgun dağları, ziyasız yalıları, bülbülsüz koruları mor ve serin sis örtüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- ANAYASA
-
-
[isim]
Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi
-
[isim]
Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi
- YASEMİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zeytingillerden, beyaz, kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan, 1-2 m boyunda, süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık, Mısır yasemini (Jasminum)
- "Yasemin yücede biter, kokusu âleme yeter." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Bu ağaççıktan yapılmış olan
- "Sigarasını sık sık değiştirdiği yasemin ağızlıklara yerleştirirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Zeytingillerden, beyaz, kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan, 1-2 m boyunda, süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık, Mısır yasemini (Jasminum)
- MİYASMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken
-
[isim]
Salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken
- YASLAMA
-
-
[isim]
Yaslamak işi
-
[isim]
Yaslamak işi
- YASAKLI
-
-
[isim]
Herhangi bir şeyi yapması kendisine yasak edilmiş olan kimse
- "Kamu hizmetinden yasaklılar ... affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler." (Anayasa)
-
[isim]
Herhangi bir şeyi yapması kendisine yasak edilmiş olan kimse
- RİYASIZ
-
-
[sıfat]
Olduğu gibi görünen, ikiyüzlü davranmayan
- "Riyasız Evliya Çelebi Beşiktaş'taki seyir yerinin de bülbüllerle kaynaştığını söyler." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
İki yüzlü davranmadan
- "Dünyayı ve şehri riyasız kucaklamak istiyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Olduğu gibi görünen, ikiyüzlü davranmayan
- YASAKÇI
-
-
[isim]
Yasağı koyan veya uygulayan kimse
- "Yasaklanan bir filmin ya da bir kitabın, yasakçıya neden zarar vermemiş olduğu sorusu yanıtsız kalır." (Melih Cevdet Anday)
-
Kavas
-
Bekçi, nöbetçi
-
[isim]
Yasağı koyan veya uygulayan kimse
- SİYASAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Politika ile ilgili, siyasi, politik
-
[sıfat]
Politika ile ilgili, siyasi, politik
- MAYASIZ
-
-
[sıfat]
İçinde maya bulunmayan
-
Kötü huylu
-
[sıfat]
İçinde maya bulunmayan
- RİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkanlık
- "Öğleden sonra Posta ve Telgraf Nezaretinin üst katındaki salonda içtimaya bizzat riyaset edecekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Başkanlık
- EŞYASIZ
- ...
- BOYASIZ
-
-
[sıfat]
Boya sürülmemiş
- "Yalnız kapı ile dolabın yüzleri tel ve fil dişi kakma ve boyasızdır." (Salâh Birsel)
-
Renksiz
-
Yüzünü boyamamış olan, makyajsız (kadın)
- "Şu kadını düzgünsüz, boyasız bir hâlde yakından bir görsem." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Boya sürülmemiş
- KIYASEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kıyas edilerek, kıyas yoluyla
-
Karşılaştırarak, oranlayarak
-
Benzeterek
-
[zarf]
Kıyas edilerek, kıyas yoluyla
- MAYASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tende kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama vb. doku bozukluklarıyla kendini gösteren ve bulaşıcı olmayan bir deri hastalığı, egzama
- "Rıza Bey'in ayak parmakları mayasıl olmuştur." (Haldun Taner)
-
Basur
-
[isim]
Tende kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama vb. doku bozukluklarıyla kendini gösteren ve bulaşıcı olmayan bir deri hastalığı, egzama