İçinde yar olan 6 harfli 28 kelime var. İçerisinde YAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yar olan kelimeler listesine ya da Sonu yar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RAY, YAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AY, RA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YARAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yaramak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yaramak işi
                    
                    
- YARDIM
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
                    
                    - "Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kalkmasına yardım etmedikten başka ayaklarından sarılmış, bir defa da böyle sürümüştüm." (Refik Halit Karay)
- "Devlet yahut diğer kamu tüzel kişilerinden mali yardım gören haber ajansları hakkında da uygulanır." (Anayasa)
- "Mal sahibi Rafet Reis, ona epey yardımda bulunmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
 
- 
                    
                        Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri
                    
                    
- 
                    
                        Etki
                    
                    - "Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu." (Necati Cumalı)
 
- 
                    
                        Bağış, iane
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
                    
                    
- YARATI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yaratım
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yaratım
                    
                    
- YARALI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
                    
                    - "Yaralılarımızı develer üstünde götürüyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
 
- 
                    
                        Dertli, üzüntülü
                    
                    - "Bir yaralı adamdı. Her şeye layık ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
                    
                    
- YARPUZ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Ballıbabagillerden, çiçekleri birbirinden ayrı halka durumunda, nane türünden, kısa saplı, az veya çok tüylü, güzel kokulu bir bitki (Mentha pulegium)
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Ballıbabagillerden, çiçekleri birbirinden ayrı halka durumunda, nane türünden, kısa saplı, az veya çok tüylü, güzel kokulu bir bitki (Mentha pulegium)
                    
                    
- AYARLI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
                    
                    
- 
                    
                        Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
                    
                    
- YARASA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio)
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio)
                    
                    
- YARDAK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Özellikle kötü işlerde yardım
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Özellikle kötü işlerde yardım
                    
                    
- YARGIÇ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim
                    
                    
- YARBAY
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay
                    
                    
- 
                    
                        Kaymakam
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay
                    
                    
- AYARTI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Baştan çıkarma
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Baştan çıkarma
                    
                    
- TAYYAR
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [sıfat]
                    
                        Uçucu
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Uçucu
                    
                    
- UYARIŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Uyarma işi veya biçimi
                    
                    - "O susuyor, ben bunu Kâmuran'ın yüzüne bakmak için bir uyarış sayıyordum." (Halide Edip Adıvar)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uyarma işi veya biçimi
                    
                    
- UYARCI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Uygun davranışta bulunan, uyumlu görünen kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uygun davranışta bulunan, uyumlu görünen kimse
                    
                    
- SEYYAR
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [sıfat]
                    
                        Belli bir yeri olmayan, gezici, gezgin
                    
                    - "Seyyar satıcı."
 
- 
                    
                        Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, portatif
                    
                    - "Zira muharebeden beri seyyar karyolamı hiç bırakmadım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Belli bir yeri olmayan, gezici, gezgin
                    
                    
- YARLIK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Ferman
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Ferman
                    
                    
- UYARTI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Uyarmak için söylenen söz, uyarı, ihtar
                    
                    
- 
                    
                        Uyaran kimse veya şey
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Uyarmak için söylenen söz, uyarı, ihtar
                    
                    
- YARICI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Yarma işini yapan, parçalayan, bölen
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yarma işini yapan, parçalayan, bölen
                    
                    
- HAVYAR
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Genellikle mersin balığının salamura edilmiş yumurtası
                    
                    - "İkinci alkışa dayanamayan şair, havyar, şampanya getirtti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu adam bir gün doğar, fena bir aile içine girer, haylaz olur, mektebin arka sıralarında havyar keser, daima tekdir edilir." (Peyami Safa)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Genellikle mersin balığının salamura edilmiş yumurtası
                    
                    
- GABYAR
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Gabyacı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Gabyacı
                    
                    
