İçinde yar olan 5 harfli 23 kelime var. İçerisinde YAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yar olan kelimeler listesine ya da Sonu yar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A R Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RAY, YAR

2 Harfli Kelimeler

AR, AY, RA, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ülke
    • "Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Dünya
    • "Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ıstırap ve kudret diyarı var." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, yurt

AĞYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başkaları, yabancılar, eller
    • "O Eyüp sokakları ki üstlerinden ölü geçmiş, diri geçmiş, yâr geçmiş, ağyar geçmiş..." (Samiha Ayverdi)

YARKA

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Büyük piliç

YARMA

  1. [isim] Yarmak işi
  2. Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer
    • "Demir yolu birçok yarmalardan geçer."
  3. Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme
    • "Yarma arpa. Yarma burçak."
  4. Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir tür çorba
  5. [sıfat] Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan
    • "Yarma şeftali."

KOYAR

  1. [isim] İki akarsuyun birleştiği yer

YARIM

  1. [sıfat] Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri
    • "Bu yarım saat içinde evde neler geçti?" (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Doktorun elini tuttu, salladı. Sonra yarım sol etti, yan tarafta duran koltuğa oturdu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan
    • "Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. [isim] Bir bütünün yarısı olan miktar
  4. [isim] Saatte on iki otuz
  5. Hastalıklı, sakat, sağlıksız

HIYAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki (Cucumis sativus)
  2. Bu bitkinin iri, yeşil ürünü, salatalık
  3. [sıfat] Kaba saba, görgüsüz, budala

AYYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dolandırıcı, hilekâr

YARGI

  1. [isim] Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
  2. Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza
    • "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." (Anayasa)

MİYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü
  2. Ölçüt, ölçü
    • "Pakize bu son fikri fazla beğenmişti ve itiraf edeyim ki Pakize'nin zevki benim için bir çeşit miyar olmuştu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  3. Ayıraç

YARIŞ

  1. [isim] Yarışma
    • "Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?" (Tarık Buğra)
    • "Vapurla yarış eden yunuslara güler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yarışma, rekabet

YARIN

  1. [isim] Bugünden sonra gelecek ilk gün
    • "Yarın paydosu biraz erken çalarız, ödeşiriz." (Haldun Taner)
    • "Yarından tezi yok, gitmeniz için icap edenleri yapmaya başlamalısınız." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Gelecek, ilerideki zaman
    • "İnsan daima yarını düşünmeli."
  3. [zarf] Bugünden sonra gelecek ilk günde
    • "Yarın geleceğim."

UYARI

  1. [isim] Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih
    • "Kentin yaşlılarının da düşüncelerini aldılar. Onların uyarılarına uydular." (Haldun Taner)
  2. Organizmada uyarım yaratan güç

YARDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] 91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi

BOYAR

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Tuna bölgesinde, Transilvanya'da, Rusya'da soylulara verilen unvan

YAREN
...
YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DUYAR

  1. [sıfat] Duygulu, duygun, duyarlı, hassas
  2. Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan
    • "Duyar bölge."

KAYAR

  1. [isim] Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
  2. Pay
    • "Bir temiz ağzının kayarını verdim."

YARIK

  1. [isim] Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak
  2. İnce bir çizgi durumunda açılmış yara
    • "Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti." (Haldun Taner)
  3. Anlaşmazlık, bölünme
    • "Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik
  5. [sıfat] Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü