İçinde yakı olan 41 kelime var. İçerisinde YAKI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yakı olan kelimeler listesine ya da Sonu yakı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
AKARYAKITÇILIK, YAKINLAŞTIRMAK
YAKINLAŞTIRMA, YAKIŞIKSIZLIK
YAKIŞIKLILIK, YAKIŞTIRMACA
AKARYAKITÇI, YAKINLAŞMAK, YAKINSAKLIK, YAKIŞTIRMAK
YAKINLARDA, YAKINLAŞMA, YAKINSAMAK, YAKIŞIKSIZ, YAKIŞTIRMA
AKARYAKIT, YAKICILIK, YAKINSAMA, YAKIŞIKLI
YAKILMAK, YAKINDAN, YAKINLIK, YAKINMAK, YAKINSAK, YAKIŞMAK, YAPYAKIN
YAKILMA, YAKIMCI, YAKINDA, YAKINIŞ, YAKINMA, YAKINTI, YAKIŞIK, YAKIŞMA, YAKITÇI
YAKICI
YAKIM, YAKIN, YAKIŞ, YAKIT
YAKI
A I K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AYIK, KAYI, KIYA, YAKI
3 Harfli Kelimeler
AKI, AYI, KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKARYAKITÇILIK
-
-
[isim]
Akaryakıtçı olma durumu
-
[isim]
Akaryakıtçı olma durumu
- YAKINLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Yakın bir duruma getirmek, yaklaştırmak
-
Aralarında sıkı ilgi veya duygusal bağ oluşmak
- "Kadının hastalığı esnasındaki hizmetlerim bizi birbirimize yakınlaştırmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Yakın bir duruma getirmek, yaklaştırmak
- YAKIŞIKSIZLIK
-
-
[isim]
Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk
-
[isim]
Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk
- YAKINLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Yakınlaştırmak işi
-
[isim]
Yakınlaştırmak işi
- YAKIŞIKLILIK
-
-
[isim]
Yakışıklı olma durumu
-
[isim]
Yakışıklı olma durumu
- YAKIŞTIRMACA
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple ortaya atılan, uydurma (söz)
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple ortaya atılan, uydurma (söz)
- AKARYAKITÇI
-
-
[isim]
Akaryakıt satan kimse
-
[isim]
Akaryakıt satan kimse
- YAKINSAKLIK
-
-
[isim]
Yakınsak olma durumu
-
[isim]
Yakınsak olma durumu
- YAKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak
- "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." (Tarık Buğra)
-
Uydurmak
-
Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- YAKINLAŞMAK
-
-
[nsz]
Yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak
- "Yer çok aşağılarda kalmış, gök yakınlaşmış gibime gelirdi." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Aralarındaki ilgi, sevgi daha güçlü bir duruma gelmek
- "Doktor Hikmet'i, onlara büsbütün yakınlaşmaktan, onlarla dilediği gibi haşır neşir olmaktan menediyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Yakın bir duruma gelmek, yaklaşmak
- YAKINLARDA
-
-
[zarf]
Yakın yerlerde, çevrede
- "Yakınlarda lokanta var mı?"
-
Son zamanlarda
- "Bu yakınlarda onu hiç görmedim."
-
[zarf]
Yakın yerlerde, çevrede
- YAKINLAŞMA
-
-
[isim]
Yakınlaşmak işi
-
[isim]
Yakınlaşmak işi
- YAKIŞTIRMA
-
-
[isim]
Yakıştırmak işi
-
[isim]
Yakıştırmak işi
- YAKIŞIKSIZ
-
-
[sıfat]
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.)
- "Bundan büyüğü pek yakışıksız olur." (Tarık Buğra)
- "Nasıl sivilken caiz olabilen davranışlar üniforma giydiğiniz zaman yakışıksız kaçarsa devlet adamı kişiliğini giyinmediğiniz zaman da o saygınlığı her davranışınızda göstermeniz gerekir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.)
- YAKINSAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin yakın zamanda olacağını düşünmek, olmasını yakın görmek
-
Değişken bir büyüklük durağan bir büyüklüğe, hiçbir zaman erişmemek şartıyla gittikçe yaklaşmak
-
[-i]
Bir şeyin yakın zamanda olacağını düşünmek, olmasını yakın görmek
- YAKINSAMA
-
-
[isim]
Yakınsamak işi
-
Aradaki açıklık sonsuz küçülerek fakat kesişmeden bir noktaya, bir limite doğru yaklaşma
-
[isim]
Yakınsamak işi
- AKARYAKIT
-
-
[isim]
Benzin, gaz yağı, mazot vb. sıvı yakıt
-
[isim]
Benzin, gaz yağı, mazot vb. sıvı yakıt
- YAKICILIK
-
-
[isim]
Yakıcı olma durumu
- "Güneşin yakıcılığı."
-
Yakı yapma işi
-
[isim]
Yakıcı olma durumu
- YAKIŞIKLI
-
-
[sıfat]
Güzel, gösterişli (erkek)
- "Genç bir adamdır ama hiç de yakışıklı sayılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Güzel, gösterişli (erkek)
- YAKINDAN
-
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak
- "Yakından bakılırsa iyi görülür."
-
Çok dikkatli, titiz bir biçimde
- "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak