İçinde yaf olan 15 kelime var. İçerisinde YAF bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yaf olan kelimeler listesine ya da Sonu yaf ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KIYAFETSİZLİK
KIYAFETNAME, YAFTALANMAK
KIYAFETSİZ, YAFTALAMAK, YAFTALANMA
KIYAFETLİ, YAFTALAMA
DİYAFRAM
DİYAFON, KIYAFET, ZİYAFET
ELYAF, YAFTA
YAFA
A F Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FAY
2 Harfli Kelimeler
AF, AY, FA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIYAFETSİZLİK
-
-
[isim]
Kıyafetsiz olma durumu, kılıksızlık
-
[isim]
Kıyafetsiz olma durumu, kılıksızlık
- YAFTALANMAK
-
-
[nsz]
Yafta asılmak veya yapıştırılmak
-
Tanınmak, nitelenmek, şöhret bulmak
- "Bir garip adam, bir egzotik şair diye yaftalanan Asaf Hâlet Çelebi'yi yakından tanımak fırsatını buldum." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Yafta asılmak veya yapıştırılmak
- KIYAFETNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkenin veya bir dönemin giyimlerini anlatan kitap
-
Yüze veya dış görünüşe bakılarak ruhsal durumu anlama bilgisinden söz eden kitap
-
[isim]
Bir ülkenin veya bir dönemin giyimlerini anlatan kitap
- YAFTALANMA
-
-
[isim]
Yaftalanmak işi
-
[isim]
Yaftalanmak işi
- YAFTALAMAK
-
-
[-i]
Yafta asmak
-
Etiketlemek
-
Duyurmak, ilan etmek, ortaya koymak
- "Bir ülke hakkında da bu terimler aşağı bir kategoriyi yaftalamakta idiler." (Haldun Taner)
-
[-i]
Yafta asmak
- KIYAFETSİZ
-
-
[sıfat]
Kıyafeti düzgün olmayan, kılıksız
-
[sıfat]
Kıyafeti düzgün olmayan, kılıksız
- KIYAFETLİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir kıyafette olan, kılıklı
- "Asker kıyafetli."
-
[sıfat]
Herhangi bir kıyafette olan, kılıklı
- YAFTALAMA
-
-
[isim]
Yaftalamak işi veya durumu
-
[isim]
Yaftalamak işi veya durumu
- DİYAFRAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas
-
Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik cihazlarda daha net bir görüntü elde etmek için çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha
-
[isim]
Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas
- DİYAFON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İş yerlerinde, apartmanlarda, taksi duraklarında kısa süreli karşılıklı konuşmayı sağlayan araç
-
[isim]
İş yerlerinde, apartmanlarda, taksi duraklarında kısa süreli karşılıklı konuşmayı sağlayan araç
- KIYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- "Kıyafetinden onun da bir kalem beyi olduğu anlaşılıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Resmî giysi
- "Öyle de olsa ha deyince senin boyuna bosuna göre asker kıyafeti bulunur mu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- ZİYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- YAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- "Zamanın uzunluğuna rağmen bu firmanın yaftasını hâlâ aklımda tutuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- ELYAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış
-
[isim]
Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
- YAFA
-
-
[isim]
Kalın kabuklu, çekirdekli bir tür portakal
-
[isim]
Kalın kabuklu, çekirdekli bir tür portakal