İçinde yab olan 7 harfli 10 kelime var. İçerisinde YAB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yab olan kelimeler listesine ya da Sonu yab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BAY
2 Harfli Kelimeler
AB, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YABANSI
-
-
[sıfat]
Acayip
- "Kaçmış uykum yabansı ormanlardan / Dağlar mağaralarla ovalara kaçmış." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
Çirkin, kötü, alışılmadık, kanunsuz
- "Kalabalıklaşan şehirlerde yapılarla elde edilebilen yabansı rantlar, insanları çileden çıkarıyor." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Acayip
- YABANIL
-
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
-
İnsan bakımı ile yetişmemiş (bitki)
-
Evcil olmayan (hayvan), vahşi
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
- HIYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- "Sustu bülbüller hıyaban uykuda / Esme ey bad esme canan uykuda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- NİYABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Naiplik
-
[isim]
Naiplik
- DİYABET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
- YABANCI
-
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çocukluğumdan beri aşina olduğum ses bana yabancı geldi." (Halide Edip Adıvar)
- "Yabancısı olmadığımız ikinci kattaki küçük odaya yerleştik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- "Yağın içinde yabancı maddeler var."
-
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- "Bu uygulamanın yabancısıyım."
-
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- "Yabancı arabalar buraya park edemez."
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- GIYABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- "Gıyaben hüküm giydi."
-
Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
- "Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- BEYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çöl
-
[isim]
Çöl
- DİYABAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
- BOYABAT
- ...