İçinde ya olan 5 harfli 218 kelime var. İçerisinde YA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ya olan kelimeler listesine ya da Sonu ya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AY, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YALAK

  1. [isim] Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap
    • "Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne
    • "Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu." (Necati Cumalı)
  3. Buz yalağı
  4. [sıfat] Boşboğaz, söz taşıyan

YANKI

  1. [isim] Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
    • "Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin." (Necip Fazıl Kısakürek)
    • "Memleket dışında bile birtakım yankılar uyandırmaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis
    • "Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)

FİYAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha
    • "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu yazmaya ne fiyat biçersiniz?"
    • "Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı
  3. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki
    • "Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdam geliştirici tedbirler öngörülür..." (Anayasa)

YAKIN

  1. [sıfat] Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
  2. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan
    • "Buna yakın bir söz söyledi."
  3. Aralarında sıkı ilgi bulunan
  4. Benzeyen, andıran, yaklaşan
    • "Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı." (Ömer Seyfettin)
  5. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
    • "Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın..." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. [isim] Uzak olmayan yer
    • "Yakınımızda otururlar."
  7. [isim] Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
    • "Türkçe konuştuğu için bana kendi yakınlarımızdan biri hissini veren yaşlı garson yanımıza geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

YAKUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pembe veya erguvan tonları ile karışık koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş
  2. [sıfat] Bu taştan yapılmış veya bu taşla süslenmiş
    • "Yakut yüzük."

ZİYAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zarar
    • "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
    • "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)

YARIM

  1. [sıfat] Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri
    • "Bu yarım saat içinde evde neler geçti?" (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Doktorun elini tuttu, salladı. Sonra yarım sol etti, yan tarafta duran koltuğa oturdu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan
    • "Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. [isim] Bir bütünün yarısı olan miktar
  4. [isim] Saatte on iki otuz
  5. Hastalıklı, sakat, sağlıksız

YATÇI

  1. [isim] Yat turizmiyle uğraşan kimse
  2. Yat yapan veya satan kimse
  3. Yat ile seyahat etmeyi seven kimse
    • "Yatçı turistler..."

YAĞMA

  1. [isim] Yağmak işi

YAPMA

  1. [isim] Yapmak işi
  2. [sıfat] Doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, suni, sahici karşıtı
    • "Eliyle bahçenin dökme taştan yapma mağaralarından birini göstererek..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [sıfat] İçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan, yapmacık
    • "Fakat fazla içliliği erkekliğe yakıştıramadığından kendini her zaman yapma bir sertliğin arkasına gizlerdi." (Haldun Taner)

BEYAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ak, kara, siyah karşıtı
    • "Dört satırlık bir beyaza çekmek için de kan terlere batar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Müdür, arkasına beyaz bir gömlek giymiş, ellerini de göbeğinin üstünden kavuşturmuş." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Beyaz ırktan olan kimse
    • "Agni'nin iki kızı var, biri beyaz, biri siyah." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Baskıda normal karalıkta görünen harf çeşidi

OYACI

  1. [isim] Oya yapan veya satan kimse

ARİYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

KOYAR

  1. [isim] İki akarsuyun birleştiği yer

YARGI

  1. [isim] Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
  2. Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza
    • "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." (Anayasa)

ŞAYAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Uygun, yaraşır, değer, layık
    • "Alacağımız cevaplar içinde dikkate şayan görülenleri gazetemizde neşredeceğiz." (Hüseyin Cahit Yalçın)

YARMA

  1. [isim] Yarmak işi
  2. Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer
    • "Demir yolu birçok yarmalardan geçer."
  3. Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme
    • "Yarma arpa. Yarma burçak."
  4. Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir tür çorba
  5. [sıfat] Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan
    • "Yarma şeftali."

KENYA
...
RUSYA
...
ÜRYAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çıplak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü