İçinde y olan 4 harfli 158 kelime var. İçerisinde Y harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında y harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UYDU

  1. [isim] Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk
    • "Ay, yerin uydusudur."
  2. Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç
  3. [sıfat] İşlerini ve davranışlarını daha güçlü birinin isteğine uyduran (devlet, kurum, kişi)

AYIT

  1. [isim] Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 m boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus)

KOYU

  1. [sıfat] Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı
    • "Koyu pekmez. Koyu süt."
  2. Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı
    • "Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)
  3. Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi
  4. Aşırı (davranış, düşünce vb.)
    • "Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. Derin, hararetli
    • "Koyu bir sohbet."

YAFA

  1. [isim] Kalın kabuklu, çekirdekli bir tür portakal

AYNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gözle ilgili

OYUK

  1. [isim] Oyulmuş, içi boş ve çukur olan yer
    • "Birbirine karışmış nal oyuklarından gündüz beş on kişilik bir devriyenin geçip gittiği anlaşılıyordu." (Falih Rıfkı Atay)

YÖRE

  1. [isim] Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü, havali, mahal, civar, dolay

ORYA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Karo

DAYE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çocuk bakıcısı, sütnine, dadı

UYUR

  1. [sıfat] Uyuyan
  2. Durgun (su)

UYKU

  1. [isim] Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu
    • "Rahat bir uyku uyumuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İkimiz de esniyorduk, uyku bastırıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim."
    • "Yorgunsun, uyku gözlerinden akıyor." (Aka Gündüz)
  2. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık
    • "Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda, saç saça, baş başa dövüşeceklerdi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı." (Refik Halit Karay)
  3. Doğada görülen sükûnet durumu
    • "Kış süresince uykuda olan ağaçlar, baharla birlikte uyandı."

AYOL

  1. [ünlem] Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü
    • "Ayol! Sen nerelerde kaldın?"

FOYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Parıltısını artırmak için elmas taşlarının altlarına konan ince metal yaprak
    • "Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar." (Burhan Felek)
    • "İnsana güzel gibi gelen, foyasını ancak gözle görülür şeklin içinde belli eden bir âlemdedirler." (Sait Faik Abasıyanık)

UZAY

  1. [isim] Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân
  2. Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu sınırsız boşluk

HAYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Er bezi

ŞAYİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yaygın, yayılmış (söz veya haber)
  2. Bir şeyin her noktasıyla ilgisi bulunan (pay)

ARYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

GAYZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öfke, hınç

EMAY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı maddeleri korumak, belirli bir parlaklık kazandırmak veya boyamak için kullanılan, saydam veya donuk cama benzeyen cila

GÜYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Sözde, sanki
    • "Onlara çaktırmadan güya konuştuklarımızı yazıyorum." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü