İçinde y olan 3 harfli 68 kelime var. İçerisinde Y harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında y harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

RAY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tren, tramvay vb. taşıtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiği demir yol

YAŞ

  1. [isim] Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)
    • "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Çocuk daha yaşında değil."
    • "Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler." (Anayasa)
  2. Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ
    • "Genç yaşında. Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik." (Mahmut Yesari)
  3. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman
    • "Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti."
  4. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi

YEL

  1. [isim] Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr
  2. Romatizma ağrısı
  3. Kalın bağırsaktaki gaz

YÜK

  1. [isim] Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
    • "Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Onların hepsinde sanki bulundukları yere yük oluyorlarmış gibi utangaç ve ürkek bir hâl vardır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "... işgal altındaki memleketlere o günlerde sık sık ve kolaylıkla seyahat etmiş, yükte hafif pahada ağır eşya sokup çıkarmışlardır." (Halide Edip Adıvar)
    • "Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı." (Çetin Altan)
  2. Bir şeyin ağırlığı
    • "Bunları gazetelere verebilirsem amcama yük olmaktan kurtulacağıma emindim." (Halide Edip Adıvar)
    • "Lokanta da her akşamki yükünü almaya başlamıştı." (Tarık Buğra)
  3. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar
    • "Bir araba yükü odun."
  4. Eşya
    • "Bütün yükü bu bavul."
  5. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev
    • "Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz."
  6. Tedirginlik veren şey, engel
  7. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı
  8. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
    • "Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin." (Tarık Buğra)
  9. Doğacak bebek
  10. Yüklük
    • "Haydi şu yüke giriver!.." (Sait Faik Abasıyanık)

BEY

  1. [isim] Erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
    • "Eniştem Neyyir Bey'i kimin vurduğunu ben biliyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Erkek özel adları yerine kullanılan bir söz
    • "Bir bey sizi aradı."
  3. Eş, koca
    • "İki yol var önünde: ya beyinin dilini öğrenirsin, ya beyin senin dilini." (Tarık Dursun K)
  4. İskambil kâğıtlarında birli, as
    • "Gerçekten de doktora bir bey ile iki yedili gelmişti." (Tarık Buğra)
  5. Erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir
    • "Doktor bey. Damat bey."
  6. Küçük bir toplumun veya küçük bir devletin başkanı
    • "Karaman beyi. Menteşe beyi."
  7. Komutan
    • "Alay beyi. Uç beyi."
  8. Zengin, ileri gelen kimse, bay (I)

YOM

  1. [isim] Uğur, iyi talih, iyi haber

MEY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Şarap

YOK

  1. [sıfat] Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı
    • "Yok canım, ben belediye taraflısı değilim. Sizden yanayım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "İki saatte ağaç yetiştireceklermiş. -Yok, devenin başı!"
    • "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." (Atilla İlhan)
    • "İttihat ve Terakki'nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı'yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Yasak
    • "İçki, sigara yok."
    • "Yok yok, gidelim!"
  3. [isim] Olmayan, bulunmayan şey
    • "Sen yoktan anlamaz mısın?"
  4. [edat] "Hayır" anlamında kullanılan bir söz
    • "Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler."
  5. [bağlaç] Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz
    • "Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin."
  6. [bağlaç] Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
    • "Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler!"
    • "Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım." (Atilla İlhan)
  7. [edat] Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir
    • "Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin."

DUY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer

PEY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir sözleşmede taraflardan birinin öbürüne işten caymayacağını belirtmek amacıyla önceden verdiği güvence parası
    • "Pey vermek. Pey almak."

NEY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan, kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan bir üflemeli çalgı
    • "Bu ücra ve metruk sarayda yalnız arada sırada bir Türk gencinin neyi işitiliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Astımı olmasa babası gibi ney üfürmeye bile heves edecektir" (Haldun Taner)

KÖY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu hayata uygun yerleşim birimi
    • "Vatanseverlik, doğduğu yeri, evini, köyünü, müstakil devlet sınırları içinde memleketini sevmektir." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Köy halkı

SAY

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çalışma, emek
  2. Hac ibadeti sırasında Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelme

VAY

  1. [ünlem] Şaşma anlatan bir söz
    • "Vay gülüm! Nereden bu geliş?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Vay anasını, amma dolaştık bugün." (Atilla İlhan)
  2. Ağrı, acı vb. duyguları anlatan bir söz
    • "Vay başım!"
  3. Yönelme durumu eki almış bir kelime ile kullanıldığında bir şeyin veya bir kimsenin kötü bir sonuca uğrayacağını anlatan bir söz
    • "Vay hâline!"

KOY

  1. [isim] Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu küçük körfez
    • "Sandalını Kaşık Adası'nın bir küçük koyuna çekti." (Sait Faik Abasıyanık)

HUY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
    • "Can çıktıktan sonra da huy, adamı kolay kolay terk etmiyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Alışkanlık

GEY
...
TAY

  1. [isim] Üç yaşına kadar olan at yavrusu

YEĞ

  1. [sıfat] Bir başkasından daha çok beğenilip tercih edilen, üstün görülen, müreccah

YEK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bir, tek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü