İçinde vl olan 8 harfli 42 kelime var. İçerisinde VL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vl olan kelimeler listesine ya da Sonu vl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AVLATMAK
-
-
[-i]
Avlanma işini yaptırmak
- "Valinin bunları avlatıp yemesi oralılara çirkin, biraz da iğrenç görünürdü." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Avlanma işini yaptırmak
- DEVLETÇE
- ...
- DEVLETLE
-
-
"güle güle'" yerine kullanılan bir uğurlama sözü
- "Türkiye Devleti."
-
"güle güle'" yerine kullanılan bir uğurlama sözü
- HAVLANMA
-
-
[isim]
Havlanmak durumu
-
[isim]
Havlanmak durumu
- AVLANMAK
-
-
[nsz]
Avlama işine konu olmak
-
Ava gitmek, ava çıkmak, av için dolaşmak
- "Ben her yıl bu ormanda avlanırım."
-
[nsz]
Avlama işine konu olmak
- TAVLANMA
-
-
[isim]
Tavlanmak işi
-
[isim]
Tavlanmak işi
- ÇAVLANMA
-
-
[isim]
Çavlanmak işi
-
[isim]
Çavlanmak işi
- KAVLATMA
-
-
[isim]
Kavlatmak işi
-
[isim]
Kavlatmak işi
- TAVLAMAK
-
-
[-i]
İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
-
Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak
-
Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak
-
Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek
- "Hiçbir namuslu insan kendisine gönül vermiş bir kızdan, tavladım, diye söz etmez." (Orhan Kemal)
-
[-i]
İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
- EGAVLAMA
- ...
- TEVLİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vakıf mallarına bakma görevi
-
[isim]
Vakıf mallarına bakma görevi
- ALKAEVLİ
- ...
- EVLATLIK
-
-
[isim]
Evlat olma durumu
- "Evdekiler Tanrı huzurunda şahit tutup Seyit'i evlatlıktan reddetti." (Lâtife Tekin)
-
Küçük yaştan beri eve alınıp yetiştirilen kimse
- "Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti." (Haldun Taner)
-
Birinin yasayla evlat olma hakkı tanıdığı kimse
-
[isim]
Evlat olma durumu
- SAVLAMAK
-
-
[-i]
İddia etmek
- "Nasıl eleştirmen yazarın kişisel yaşamını bildiğini iddia ediyorsa romancı da falancanınkini bildiğini savlayacak." (Selim İleri)
-
[-i]
İddia etmek
- KAVLAMAK
-
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
- EVLATSIZ
-
-
[sıfat]
Evladı olmayan
- "Kadınları dul, çocukları yetim, aileleri evlatsız bırakmadık." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Evladı olmayan
- HAVLAMAK
-
-
[nsz]
Köpek bağırmak, ürümek
-
[nsz]
Köpek bağırmak, ürümek
- MANAVLIK
-
-
[isim]
Manavın işi veya mesleği
-
[isim]
Manavın işi veya mesleği
- HAVLAYIŞ
-
-
[isim]
Havlama işi veya biçimi
-
[isim]
Havlama işi veya biçimi
- KAVLANMA
-
-
[isim]
Kavlanmak işi
-
[isim]
Kavlanmak işi