İçinde vi olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde Vİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vi olan kelimeler listesine ya da Sonu vi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALEVİ
- ...
- DÖVİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
-
Yabancı ülke parası
-
Propaganda, tanıtma amacıyla üzeri yazılmış bez veya karton
-
[isim]
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
- REVİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gidiş, yürüyüş
-
Üslup
-
Tutum, yol
-
[isim]
Gidiş, yürüyüş
- MAVİŞ
-
-
Ak tenli, mavi gözlü olan (kimse)
- "Dudaklarını yalıyor, sesler çıkarıyor ve maviş maviş bakıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ak tenli, mavi gözlü olan (kimse)
- TVİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle gençler arasında 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans
-
Bu dansın müziği
-
[isim]
Özellikle gençler arasında 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans
- VİYOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap
- DEVİM
-
-
[isim]
Devinim
-
[isim]
Devinim
- VİRAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yolun kıvrıldığı yer, büküntü, dönemeç
- "Bu dönüm noktası ... meğer bir ölüm virajı imiş!" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Memur, geç işareti verince gaza bastı ve virajı umduğundan güzel aldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir yolun kıvrıldığı yer, büküntü, dönemeç
- VİZÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kamera, fotoğraf ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek, bakaç
-
[isim]
Kamera, fotoğraf ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek, bakaç
- AYEVİ
-
-
[isim]
Ayla
-
[isim]
Ayla
- SEVİM
-
-
[isim]
Sevme işi, sevgi
-
Bir kimsede, bir şeyde bulunan ve o kimse veya şeyi başkalarına sevdiren özellik
-
[isim]
Sevme işi, sevgi
- TEVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- "Bu münasebetsizliği tevil edecek kimsede kudret kalmamıştı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne kadar inkâr etse hırsızlığı tevil götürmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- AVİZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
- "Bulunduğumuz yeri sarayın tek parça, geniş camlarından akseden avize ışıkları aydınlatıyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
- DEVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- "Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- ÇİVİT
-
-
[isim]
Eskiden çivit otundan, bugün yapay yollarla elde edilen, mavi renkli, sarılığını gidermek için çamaşırın son suyuna karıştırılan toz boya
- "Gömleğime yine çivit koymuş annem." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Eskiden çivit otundan, bugün yapay yollarla elde edilen, mavi renkli, sarılığını gidermek için çamaşırın son suyuna karıştırılan toz boya
- VİTİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vitir namazı
-
[isim]
Vitir namazı
- VİSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgiliye kavuşma
- "Aşk derdinin çaresi visaldir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sevgiliye kavuşma
- VİDEO
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Hem görüntü hem de ses kaydedebilen, daha önce kasete kaydedilmiş görüntü ve sesleri ekrana yansıtan aygıt, videoteyp
-
[isim]
Hem görüntü hem de ses kaydedebilen, daha önce kasete kaydedilmiş görüntü ve sesleri ekrana yansıtan aygıt, videoteyp
- VİRAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yıkık, harap
- "İleriye baktı; harabe. Şu tarafa baktı. Viran bir kemer." (Aka Gündüz)
- "Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar / Şol yüce köşkler, saraylar viran olur kalır bir gün." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Yıkık, harap
- TÜVİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taranmış yünden yapılan, çoğu iki renkte, spor giyecekler yapımında kullanılan kumaş türü
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Tüvit tayyör."
-
[isim]
Taranmış yünden yapılan, çoğu iki renkte, spor giyecekler yapımında kullanılan kumaş türü