İçinde vel olan 7 harfli 18 kelime var. İçerisinde VEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vel olan kelimeler listesine ya da Sonu vel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, EV, LE, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEVELAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti
- "Atlarla, arabalarla yapılan bu cevelan, Tünel meydanından Şişli'ye değin uzanır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti
- CİLVELİ
-
-
[sıfat]
Cilvesi olan, cilve yapan, cilvekâr, cilvebaz
- "Cilveli kadın."
-
[sıfat]
Cilvesi olan, cilve yapan, cilvekâr, cilvebaz
- VELADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş
- MEYVELİ
-
-
[sıfat]
Meyvesi olan, meyve veren, yemişli
- "Meyveli ağaç."
-
Meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan
- "Meyveli gazoz. Meyveli pasta."
-
Yaratıcı olan, olumlu bir şey ortaya koyabilen
-
[sıfat]
Meyvesi olan, meyve veren, yemişli
- KEVELCİ
-
-
[isim]
Deri ve kürk satan kimse
-
[isim]
Deri ve kürk satan kimse
- VELAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Velilik
-
Otorite
-
Yetke
-
[isim]
Velilik
- DEVELİK
-
-
[isim]
Özellikle Güneydoğu Anadolu'daki evlerin alt katında bulunan, develerin korunduğu veya bağlandığı bölüm
-
[isim]
Özellikle Güneydoğu Anadolu'daki evlerin alt katında bulunan, develerin korunduğu veya bağlandığı bölüm
- VELVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- "Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Susun, ortalığı velveleye vermeyin! Ne bağrışıyorsunuz?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- VELENSE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yüzü uzun tüylü, kalın ve ağır battaniye
- "Köşedeki divana oturmuş, üstüne kırmızı bir velense örttüğü ayaklarını karşısındaki koltuğa dayamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yüzü uzun tüylü, kalın ve ağır battaniye
- KARAVEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çift motorlu bir uçak türü
-
[isim]
Çift motorlu bir uçak türü
- VELİLİK
-
-
[isim]
Veli olma durumu, velinin görev ve ödevi, velayet
-
[isim]
Veli olma durumu, velinin görev ve ödevi, velayet
- VELİAHT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir hükümdarın ölümünden veya tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kimse
-
[isim]
Bir hükümdarın ölümünden veya tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kimse
- EVVELCE
-
-
[zarf]
Önce
-
Önceleri, eskiden
- "Evvelce, yolda bir yere çarpmaktan, bir şey devirmekten korkar gibi sünepe sünepe yürürdü." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Önce
- İLAVELİ
-
-
[sıfat]
Eki olan
- "İlaveli ikinci baskı."
-
Abartılmış, yalan katılmış, abartılı
-
[sıfat]
Eki olan
- VELAKİN
- ...
- EVVELKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- "Feyziye'nin en parlak devri hürriyetten evvelki devre tesadüf eder." (Refik Halit Karay)
-
İki önceki
- "Evvelki günkü at hadisesinden hiçbirine bahsetmemişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Önce olan, önceki
- EVVELSİ
-
-
[sıfat]
Evvelki
-
[sıfat]
Evvelki
- CİVELEK
-
-
[sıfat]
Canlı, neşeli ve sokulgan
- "Gönül alıcı, civelek ve sevdacı bir kızdır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Yeniçeri Ocağına yeni girmiş delikanlı
-
[sıfat]
Canlı, neşeli ve sokulgan