İçinde vaz olan 7 harfli 14 kelime var. İçerisinde VAZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vaz olan kelimeler listesine ya da Sonu vaz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A V Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

VAZ

2 Harfli Kelimeler

AV, AZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LEVAZIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler
    • "Anadolu şehirleri, kasabaları, köyleri harıl harıl levazım gönderdiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Gerekli araç ve gereçleri sağlayan büro
    • "Hayri Efendi ayakta bekledi, müsteşar kâğıdı okudu, levazım müdürü ile konuştu." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Ordunun lojistik hizmetinde bulunan bütün malzeme veya bu malzemeyi sağlayan bölüm
    • "Sağlık, levazım gibi geri hizmetlerde çalıştırılıyor, sedye, karavana taşıyorduk." (Necati Cumalı)

MUVAZAA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Danışık, danışıklık

İVAZSIZ

  1. [sıfat] Ödünsüz
  2. Karşılıksız

ARDUVAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kayağan taş

TEVAZÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birbirine denk olma, dengede bulunma

VAZETME

  1. [isim] Vazetmek işi

NEVAZİŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İltifat, gönül alma, okşama
    • "Vaktiyle en tatlı iltifatları, en sıcak nevazişleri ondan işittim." (Orhan Seyfi Orhon)

VAZELİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ham petrolden çıkarılan, merhem ve kremlerde kullanılan ve 31 °C'de eriyen bir tür mineral yağ

KRUVAZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Ön parçaları birbiri üzerine gelecek biçimde yapılmış olan (ceket, yelek)
    • "Bir kruvaze yelek giymiş: Ön cepleri büyük." (Sait Faik Abasıyanık)

VAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konum
    • "Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur."
    • "İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı." (Refik Halit Karay)
  2. Durum, tavır, hâl
    • "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır." (Aka Gündüz)

NEVAZİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nezle
    • "Sabah erkenden ayaza çıkarsan nevazil olursun..." (Burhan Felek)

NÜVAZİŞ
...
VAZEDİŞ
...
VAZOLUK
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü