İçinde vak olan 8 harfli 20 kelime var. İçerisinde VAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vak olan kelimeler listesine ya da Sonu vak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAV
2 Harfli Kelimeler
AK, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SLOVAKÇA
- ...
- VAKARSIZ
-
-
[sıfat]
Ağırbaşlı olmayan, onursuz
-
[sıfat]
Ağırbaşlı olmayan, onursuz
- EMRİVAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oldubitti
- "Bir emrivaki ile karşılaştığım için kabul edebilmiştim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Oldubitti
- REVAKSIZ
- ...
- KAVAKLIK
-
-
[isim]
Kavakları çok olan veya kavak ağacı yetiştirilen yer
-
[isim]
Kavakları çok olan veya kavak ağacı yetiştirilen yer
- VAKFEDİŞ
- ...
- VAKIFLIK
- ...
- MUVAKKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
- DUVAKSIZ
-
-
[sıfat]
Duvağı olmayan
-
[sıfat]
Duvağı olmayan
- VAKIFANE
- ...
- VAKFETME
-
-
[isim]
Vakfetmek işi
-
[isim]
Vakfetmek işi
- TEVAKKUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Durma, duraklama, eğleşme
-
Bağlı olma, ilgili olma
-
[isim]
Durma, duraklama, eğleşme
- REVAKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Stoacılık
-
[isim]
Stoacılık
- VAKTİYLE
-
-
[zarf]
Bir zamanlar
- "Vaktiyle Harbiye Mektebinde Mustafa Kemal'e hocalık etmiş olan Miralay Esat Bey..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Zamanında, uygun zamanda
-
Oldukça eski bir zamanda
-
[zarf]
Bir zamanlar
- VAKURLUK
- ...
- SLOVAKYA
- ...
- MUVAKKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geçici
- "Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Geçici
- VAKTİNDE
-
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- "Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- VAKLAMAK
-
-
[nsz]
"Vak" diye ses çıkarmak
-
[nsz]
"Vak" diye ses çıkarmak
- VAKİTSİZ
-
-
[sıfat]
Uygun bir zamanda olmayan
- "O iyi yürekli adam bu vakitsiz ziyaretimin sebebini önceden bildiği için..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Mevsimsiz, zamansız bir durumda
-
[sıfat]
Uygun bir zamanda olmayan