İçinde vad olan 18 kelime var. İçerisinde VAD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında vad olan kelimeler listesine ya da Sonu vad ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
VADOLUNMAK
AVADANLIK, BEDAVADAN, VADOLUNMA
AVADANCI, AYVADANA, BOLVADİN, VADETMEK
CIVADRA, HAVADAN, HAVADAR, HAVADİS, VADESİZ, VADETME
VADELİ
VADUZ
VADE, VADİ
A D V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAV
2 Harfli Kelimeler
AD, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VADOLUNMAK
-
-
[nsz]
Bir iş yerine getirilmek üzere söz verilmek
-
[nsz]
Bir iş yerine getirilmek üzere söz verilmek
- AVADANLIK
-
-
[isim]
Bir işi yapmak, bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı
-
[isim]
Bir işi yapmak, bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı
- VADOLUNMA
-
-
[isim]
Vadolunmak işi
-
[isim]
Vadolunmak işi
- BEDAVADAN
-
-
[zarf]
Bedava olarak, cabadan, bedavasına, bedavaya
- "Öbür hisselere de bedavadan konmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Bedava olarak, cabadan, bedavasına, bedavaya
- AYVADANA
-
-
[isim]
Yüksekliği 15-70 cm, sık tüylü, soluk sarı çiçekli, çok yıllık ve otsu bir bitki (Achillea nobilis)
-
[isim]
Yüksekliği 15-70 cm, sık tüylü, soluk sarı çiçekli, çok yıllık ve otsu bir bitki (Achillea nobilis)
- BOLVADİN
- ...
- VADETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Bir işi yerine getireceğine söz vermek
- "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[nsz]
Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak, umut vermek
- "Doktor Hikmet, kendisine pek ciddi bir zevk vadetmiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-e]
Bir işi yerine getireceğine söz vermek
- AVADANCI
-
-
[isim]
Osmanlı sarayında bir sınıf hademe
-
[isim]
Osmanlı sarayında bir sınıf hademe
- CIVADRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk
-
[isim]
Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk
- HAVADİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- "İstanbul'dan bugünlerde garip havadisler alıyoruz." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- VADETME
-
-
[isim]
Vadetmek işi veya durumu
-
[isim]
Vadetmek işi veya durumu
- VADESİZ
-
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
-
Süresi sınırlandırılmamış
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
- HAVADAN
-
-
[sıfat]
Boş, değersiz
- "Havadan sözler."
- "Havadan sudan konuştuk bir süre." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
Emeksiz, açıktan
- "Havadan para kazanıyor."
-
[sıfat]
Boş, değersiz
- HAVADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
- VADELİ
-
-
[sıfat]
Vadesi olan
- "Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Süresi sınırlanmış
-
[sıfat]
Vadesi olan
- VADUZ
- ...
- VADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil
- "Villanın vadesi ocak sonunda geliyordu, değil mi?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil
- VADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak
- "Vadinin hemen kıyı başında idi ve çevresinde beş karaltı vardı." (Tarık Buğra)
- "Musahabe bu vadiye dökülünce tekrar karışmak ihtiyacını duydum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Alan, yol, tarz
- "... münakaşa kızışınca lakırtıyı hemen meslek bakımından çok zararlı bir vadiye yani şahsiyata sürüklediklerini hatırlarız." (Burhan Felek)
-
[isim]
İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak