İçinde va olan 7 harfli 199 kelime var. İçerisinde VA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında va olan kelimeler listesine ya da Sonu va ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKLAVA
-
-
[isim]
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tür tatlı
- "Perihan nine evde kalacak, baklava açacak, dolma yapacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne
- "Yeşil kadifeden dikilmiş yarım baklava şeklinde muska çok ufakken üzerine gelen havaleden Fikret'i kurtarırmış." (Reşat Enis)
-
[isim]
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tür tatlı
- ERGUVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı, deliboynuz (Cercis siliquastrum)
- "Erguvan dallarından örülmüş çardağın içi loştu iyice." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı, deliboynuz (Cercis siliquastrum)
- ŞAVALAK
-
-
Aptal, alık, sersem, budala
-
Aptal, alık, sersem, budala
- AVANTÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Macera
-
[isim]
Macera
- KAVASYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Acı ağaç
-
[isim]
Acı ağaç
- ŞÖVALYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş
-
Orta Çağ Avrupası'nda özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı
- "Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve Almanlar iştirak etmişlerdir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Derebeylik düzeninde soyluluk unvanlarının en alt basamağı
-
Günümüzde Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı
-
[isim]
Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş
- KAKAVAN
-
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
- KARAVAŞ
-
-
[isim]
Savaşta tutsak edilen veya satın alınan ve sahibinin üzerinde tam bir kullanma hakkı bulunan kadın, kul
-
[isim]
Savaşta tutsak edilen veya satın alınan ve sahibinin üzerinde tam bir kullanma hakkı bulunan kadın, kul
- SIVATIŞ
- ...
- KAVANOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Plastik, cam vb. maddelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap
- "Gül ağaçlarının dibini akşamdan beyaz kavanozlara koyar, içine yüzüklerimizi, yüksüklerimizi atar, ertesi sabah güneş doğarken mâni söyleyerek tekrar çıkarırdık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Plastik, cam vb. maddelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap
- DUVAKLI
-
-
[sıfat]
Başı ve yüzü duvakla örtülü
-
Doğduğunda başında zar olan (bebek), perdeli
-
[sıfat]
Başı ve yüzü duvakla örtülü
- ARDUVAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kayağan taş
-
[isim]
Kayağan taş
- HAVADİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- "İstanbul'dan bugünlerde garip havadisler alıyoruz." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- VAROLUŞ
-
-
[isim]
Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı
- "Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı
- SIVAMAK
-
-
[-i]
Sıva ile kaplamak, sıva vurmak
- "Duvarı sıvamak."
-
[-i]
Harcı bir yere vurmak
- "Çimentoyu duvara sıvamak."
-
Bulaştırmak
- "Yüzünün bütün derisini kulaklarının arkasına kadar bir krem tabakasıyla sıvadı." (Peyami Safa)
-
Okşamak, sıvazlamak
- "Zehra Hanım Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi. Arkasını sıvardı, teselli verdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Küfretmek
-
[-i]
Sıva ile kaplamak, sıva vurmak
- VARAKÇI
-
-
[isim]
Varakla süs yapan zanaatkâr
-
[isim]
Varakla süs yapan zanaatkâr
- KOVALIK
-
-
[isim]
Sazlık yer
- "Ne bileyim, biri geçerken tarlanın önünden, burası gendi, kovalıktı, su basardı, Selim açtı, Selim adam etti bu tarlayı desin arkamdan." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Sazlık yer
- VAZELİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ham petrolden çıkarılan, merhem ve kremlerde kullanılan ve 31 °C'de eriyen bir tür mineral yağ
-
[isim]
Ham petrolden çıkarılan, merhem ve kremlerde kullanılan ve 31 °C'de eriyen bir tür mineral yağ
- VAZEDİŞ
- ...
- KAVANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
-
Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma
-
Bir işi başka birine yükleme, başına sarma
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme