İçinde va olan 6 harfli 126 kelime var. İçerisinde VA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında va olan kelimeler listesine ya da Sonu va ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RÖVANŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sporda veya oyunda yenilmiş olanın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun
-
[isim]
Sporda veya oyunda yenilmiş olanın aynı rakiple oynadığı ikinci oyun
- AVARIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazalar, belalar
-
Engebe
-
Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi
-
[isim]
Kazalar, belalar
- VAHDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir olma, tek olma, birlik, teklik
-
[isim]
Bir olma, tek olma, birlik, teklik
- İVAZLI
-
-
[sıfat]
Ödünlü
-
Karşılığı olan
-
[sıfat]
Ödünlü
- ŞÖVALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ressam sehpası
-
[isim]
Ressam sehpası
- OVACIK
- ...
- İSTİVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması
-
[isim]
Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması
- KANVAS
- ...
- RAHVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi
- "Hecin üstünde kısa rahvan en rahat yürüyüştür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bu biçimde koşan (binek hayvanı)
-
[zarf]
Binek hayvanı bu biçimde koşarak
-
[isim]
Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi
- VARMAK
-
-
[-e]
Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
- "Köye akşama doğru ancak varabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Var, bildiğini yap. Varsın gelmesin."
- "Renkli televizyona varıncaya kadar ne varsa aldı."
-
Belli bir duruma veya düzeye gelmek
- "Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı."
-
Hoş olmayan bir sona ermek
- "Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun." (Peyami Safa)
-
Bir şeyi iyice anlamak veya duymak
- "Tadına varmak. Sırrına varmak."
- "Varın söylen İrfani'ye yarım ölmesin." (İrfanî)
-
[-i]
Acımadan, çekinmeden yapmak
- "Eli varmak. Dili varmak."
-
Kadın, evlenmek
- "Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya." (Ahmet Muhip Dranas)
-
Bir durumdan başka duruma geçmek
- "Secdeye varmak. Uykuya varmak."
-
[-e]
Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
- VATANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yurtsal
- "Hepimizin el birliğiyle ve samimiyetle çalışmamız vatani bir vazifedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Yurtsal
- KULVAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yarışlarda her yarışçıya ayrılan şerit
-
Alan
-
[isim]
Yarışlarda her yarışçıya ayrılan şerit
- VARAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varak
- "Vazife esnasında hakaret diye zabıt varakası tutabilirdi." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Varak
- HAVALI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte havası olan
- "O murdar kokulu, ağır havalı yere..." (Halide Edip Adıvar)
-
İyi, temiz hava alan, havadar
-
Bir işi gereğince benimsemeyen, önemsemeyen
-
Göz alıcı, çekici, albenisi olan
- "Havalı kız."
-
Kibirli, çalımlı, gururlu
-
Sıkıştırılmış hava ile çalışan (alet vb.)
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte havası olan
- TEVABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
- PERVAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kapı, pencere vb. yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça
- "Pencerenin pervazına oturup tekrar gökyüzüne baktım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Giysilerin yaka, kol, etek vb. yerlerine veya kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça
-
Cilt kapağının iç tarafına konulan deri parçası
-
Uçuş
-
[isim]
Kapı, pencere vb. yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça
- TEVALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arası kesilmeksizin sürme
-
Art arda gelme, ardı arası kesilmeme, sürüp gitme
-
[isim]
Arası kesilmeksizin sürme
- SİLVAN
- ...
- SLOVAK
- ...
- ZEVALİ
- ...