İçinde va olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde VA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında va olan kelimeler listesine ya da Sonu va ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış
-
[isim]
Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış
- DAVAR
-
-
[isim]
Koyun ve keçiye verilen ortak ad
- "Davar güden, tarlaya bakan, odun kesmeye giden hep benim..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Koyun veya keçi sürüsü
- "Çoban davarı yaymaya götürdü."
-
[isim]
Koyun ve keçiye verilen ortak ad
- KAVAL
-
-
[isim]
Genellikle kamıştan yapılan, daha çok çobanların çaldığı, yumuşak sesli, üflemeli bir çalgı
- "Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Genellikle kamıştan yapılan, daha çok çobanların çaldığı, yumuşak sesli, üflemeli bir çalgı
- SAVAŞ
-
-
[isim]
Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk
-
Uğraşma, kavga, mücadele
- "Softalığa savaş açan ilk laikler orada toplanmıştır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele
- "Kartallarla leyleklerin savaşı."
-
Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele
- "Veremle savaş."
-
[isim]
Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk
- VAGON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı
- "O, biraz sonra bineceği vagonun önünde duruyor ve ... el sıkışarak veda ediyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı
- VULVA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Ferç
-
[isim]
Ferç
- LAVAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama
- "Nuruosmaniye Semti'ndeki kârgir evinden, hastalarına lavaj yaparken, siyah çarşafını taktırarak bir kupa arabasına bindirip acele gitmişlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Bir organı su vererek yıkayıp temizleme
-
[isim]
Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama
- SİVAS
- ...
- TAVAS
- ...
- VALLA
- ...
- VARDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[ünlem]
"Dikkat et, savul, destur" anlamlarında bir seslenme sözü
-
[ünlem]
"Dikkat et, savul, destur" anlamlarında bir seslenme sözü
- DUVAK
-
-
[isim]
Gelinin başını, bazen de yüzünü örten dantel veya tülden örtü
-
Küp, tandır, baca vb.nin taş veya topraktan yapılmış kapağı
-
Yeni doğan bazı bebeklerin doğduğu zaman başlarını çevreleyen zar
-
[isim]
Gelinin başını, bazen de yüzünü örten dantel veya tülden örtü
- HELVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı
-
[isim]
Şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı
- VAPUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- "Vapur sabaha kadar mal yüklüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Su buharı gücüyle çalışan gemi
- KAVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk
- VAHŞİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yabani
- "Adada vahşi bir kabile varmış, dikkatli davranalım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yırtıcı (hayvan)
-
Kaba, saygısız, uyum sağlayamayan (kimse)
-
[sıfat]
Yabani
- VARİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olabileceği akla gelen
- "Bu sizin söylediğiniz varit değil."
- "İster birinci, ister ikinci ihtimal varit olsun, bunun o kadar önemi yoktur." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Olabileceği akla gelen
- ZEVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok olma, yok edilme
- "Allah kimseye zeval vermesin."
-
Suç, kabahat, sorumluluk
-
Bozulma
-
Öğle
-
[isim]
Yok olma, yok edilme
- CİVAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- "Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- HAVAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hava ile ilgili, havada bulunan
-
[isim]
Açık mavi renk
-
Bu renkte olan
- "Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme
-
Değersiz, boş
- "Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Hava ile ilgili, havada bulunan