İçinde va olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde VA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında va olan kelimeler listesine ya da Sonu va ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AV

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AHVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Durumlar, hâller, vaziyetler
    • "İşte, bu ahval ve şerait içinde vazifen..." (Atatürk)
  2. Davranışlar
  3. Olaylar
    • "Agâh Bey dünya ahvalinden habersiz." (Refik Halit Karay)

ÇUVAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba
  2. [sıfat] Bu torbanın alabileceği miktarda olan
    • "Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı." (Halide Edip Adıvar)

KIVAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıvılarda koyuluk, yoğunluk
    • "Bal kıvamında."
    • "Yumurtayla zeytinyağı kıvamını bulunca bir kaşıkla onu soğumuş levreğin üstüne gezdireceksin." (Orhan Veli Kanık)
  2. Sıvıların koyuluk derecesi
  3. Bir şeyin en uygun zaman veya durumu
  4. Spor çalışmalarında başarılı olunabilmesi için fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum

HAVAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap
  2. Havan topu
  3. Tütün kıyma makinesi

VAKIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para
    • "Siyasi partiler vakıf kuramazlar." (Anayasa)
  2. Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer
    • "Dernekler, vakıflar ... kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler." (Anayasa)
  3. Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş

LARVA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Kurtçuk

VAKAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırbaşlılık
    • "Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor." (Halide Edip Adıvar)

VULVA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Ferç

CEVAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
    • "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi düşünüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi." (Reşat Nuri Güntekin)

TAVAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam dininde hac sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dolaşma
    • "Duvarlardaki mermer levhalara kazılı yazıları okuya okuya, kendi kendine, bütün mabedi tavaf etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir şeyin çevresini dolaşma
  3. Kutsal bir yeri ziyaret etme

VARDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [ünlem] "Dikkat et, savul, destur" anlamlarında bir seslenme sözü

VARİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap
    • "Yetmişer kiloluk varilleri raylar üzerinde yuvarlayarak tıngır tıngır getiriyorlar." (Aka Gündüz)
  2. Petrol ölçü birimi (158,8l litre)
  3. Bir kabın içine aldığı madde miktarı
    • "Petrolün varili 25 dolara yükseldi."

VARIŞ

  1. [isim] Varma durumu veya biçimi
  2. Çabuk kavrayış, anlayış, güçlü seziş, irfan
  3. Bir yarışın son bulduğu yer, finiş

CİVAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
    • "Henüz on yedi yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Genç ve yakışıklı
    • "Handan gibi civan bir kız verir de içilmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)

SAVAK

  1. [isim] Suyu başka yöne akıtmak için yapılan düzenek
  2. Değirmen arkındaki fazla suyun akması için açılan ikinci su yolu
  3. Bir barajın fazla suyunu akıtmak için yapılan düzen

AVANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Öndelik
    • "Aldığım avansı olduğu gibi sana bırakıyorum." (Tarık Buğra)

DEVAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme
    • "Bu teftiş üç gün üç gece devam etti." (Haldun Taner)
    • "Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz" (Atatürk)
  2. Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme
    • "Devam zorunludur."
    • "Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Ek, parça
  4. [ünlem] "Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz

FEHVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam
  2. Kavram, terim, deyim

VAKUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağırbaşlı, onurlu
    • "İhtiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler." (Sait Faik Abasıyanık)

HAVAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hava ile ilgili, havada bulunan
  2. [isim] Açık mavi renk
  3. Bu renkte olan
    • "Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme
  5. Değersiz, boş
    • "Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü