İçinde v olan 8 harfli 763 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında v harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇUKUROVA
- ...
- NEVRESİM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf
-
[isim]
Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf
- SEVİYELİ
-
-
[sıfat]
Düzeyli
- "Bütün bir gün süren bu seminer ve panel çok seviyeli geçti." (Haldun Taner)
-
Değeri yüksek olan
-
[sıfat]
Düzeyli
- UÇUVERME
- ...
- VASİSTAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pencere veya kapının üst yanında bulunan ve oda havasının değiştirilmesine yarayan, açılır kapanır bölüm
- "Başucundaki vasistası açar, kapıyı da aralık bırakırdı cereyan yapsın diye." (Ayşe Kulin)
-
[isim]
Pencere veya kapının üst yanında bulunan ve oda havasının değiştirilmesine yarayan, açılır kapanır bölüm
- CEVİZLİK
-
-
[isim]
Ceviz ağacının çok olduğu yer
-
[isim]
Ceviz ağacının çok olduğu yer
- DÜMENEVİ
-
-
[isim]
Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik
-
[isim]
Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik
- OLUVERME
- ...
- VAZIHLIK
- ...
- ÇEVİRTME
-
-
[isim]
Çevirtmek işi
-
[isim]
Çevirtmek işi
- LAVDANOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç
-
[isim]
İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç
- VARİSSİZ
-
-
[sıfat]
Varisi olmayan
- "Varissiz bacaklar."
-
[sıfat]
Varisi olmayan
- DEVREDİŞ
- ...
- İSTAVROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Haç
- "İstavrozunu bir gün göğsünden eksik etmez." (Haldun Taner)
-
Sıhhi tesisatta kullanılan dört girişli bağlantı borusu
-
[isim]
Haç
- KIVIRMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir şeyi bükmek
- "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Kenarından katlamak
-
Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek
-
Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek
-
Uydurup söylemek
- "Gene yalanları kıvırmaya başladı."
-
[-e]
Sapmak
- "Araba birdenbire sağa kıvırdı."
-
[nsz]
Yapmak istememek, yan çizmek
-
[nsz]
Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
- "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pek âlâ kıvıracağa benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Herhangi bir şeyi bükmek
- KLAVYELİ
-
-
[sıfat]
Klavyesi olan
-
[sıfat]
Klavyesi olan
- SİVİLİZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Medenileşmiş, uygar
- "Hayatta gözlerini böyle yüksek bir muhitte açan Beatris'in ne kadar sivilize bir insan olacağı kolayca tasavvur buyrulur." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Medenileşmiş, uygar
- DAVETKAR
- ...
- EVELEMEK
- ...
- EZİVERME
- ...